Duygusal rahatsızlıklara bu yeni yaklaşım, kişinin kendisine ve problemlerine dair bakışını değiştirmektedir. Kişi, çözemediği biyokimyasal reaksiyonlarıyla, kör dürtüleriyle ya da otomatik refleksleriyle kıskıvrak yakalanmış çaresiz bir varlık değildir; kendi hatalarını görme kabiliyetine sahip olan bir şahsiyettir. İnsanın yanlış kanılar edinme kapasitesi olduğu gibi, onları düzeltme kapasitesi de vardır. Dolayısıyla kişi, yanlış düşüncelerini görerek ve onları düzelterek hayatı kendisi için çok daha yaşanabilir bir hale getirebilme gücüne sahiptir. (Arka kapaktan)
Duygusal rahatsızlıklara bu yeni yaklaşım, kişinin kendisine ve problemlerine dair bakışını değiştirmektedir. Kişi, çözemediği biyokimyasal reaksiyonlarıyla, kör dürtüleriyle ya da otomatik refleksleriyle kıskıvrak yakalanmış çaresiz bir varlık değildir; kendi hatalarını görme kabiliyetine sahip olan bir şahsiyettir. İnsanın yanlış kanılar edinme kapasitesi olduğu gibi, onları düzeltme kapasitesi de vardır. Dolayısıyla kişi, yanlış düşüncelerini görerek ve onları düzelterek hayatı kendisi için çok daha yaşanabilir bir hale getirebilme gücüne sahiptir. (Arka kapaktan)