#smrgKİTABEVİ Bir Dağ Düğünü - Antakya Öyküleri - 2023
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6057637826
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
13x21
Sayfa Sayısı:
224
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
103,35
Havale/EFT ile:
100,25
Siparişiniz 3&6 iş günü arasında kargoda
1199212944
599463
https://www.simurgkitabevi.com/bir-dag-dugunu-antakya-oykuleri-2023
Bir Dağ Düğünü - Antakya Öyküleri - 2023 #smrgKİTABEVİ
103.35
Bir Dağ Düğünü
Antakya Öyküleri
Semir Aslanyürek
Düğüne davetli çalgıcıların, varlığına bir türlü ikna olmadığı bir dağ köyü orası; gitmeseler de yolu curcunalı.
Hakikatin, bir gün ortaya çıkması için tanığa ihtiyaç duymadığı; bir polenin bile gerçeği döllediği sınır boyu orası, cinayetlerin gözden ırak olduğu.
Ağaların, marabaları koştuğu kanlı ekin toprağı; düzenbazlıklarının, hilekârlıklarının, fesatlıklarının pınarı.
Günahların işitilmediği bir sessizlik kuyusudur itiraf odaları.
Bir sihirbazın köy köy dolaşıp meziyetlerini sergilediği, kadınların falını üflediği; güneşin yeryüzünde insanla buluştuğu, insanın yedi musibetten geçtiği; erenlerin, bilgelerin masallarıyla dolu bir anlatı dünyası. Bir söylenceler dünyası burası. Burası Antakya.
İyiliğin mesellerle benimsetildiği, kötülüğün mesele olduğu diyar. Reenkarnasyonun yabana atılmadığı, hikâyeleri bol bir âlem.
Yönetmen ve senarist Semir Aslanyürek bu kez karşımıza gerçek bir hikâye anlatıcısı olarak çıkıyor. Çocukluğundan beridir iyi bir hikâye dinleyicisi olarak memleketinden, atalarından anlatılagelenleri kurcalamadan kurgulayarak anlatıyor.
Antakya Öyküleri
Semir Aslanyürek
Düğüne davetli çalgıcıların, varlığına bir türlü ikna olmadığı bir dağ köyü orası; gitmeseler de yolu curcunalı.
Hakikatin, bir gün ortaya çıkması için tanığa ihtiyaç duymadığı; bir polenin bile gerçeği döllediği sınır boyu orası, cinayetlerin gözden ırak olduğu.
Ağaların, marabaları koştuğu kanlı ekin toprağı; düzenbazlıklarının, hilekârlıklarının, fesatlıklarının pınarı.
Günahların işitilmediği bir sessizlik kuyusudur itiraf odaları.
Bir sihirbazın köy köy dolaşıp meziyetlerini sergilediği, kadınların falını üflediği; güneşin yeryüzünde insanla buluştuğu, insanın yedi musibetten geçtiği; erenlerin, bilgelerin masallarıyla dolu bir anlatı dünyası. Bir söylenceler dünyası burası. Burası Antakya.
İyiliğin mesellerle benimsetildiği, kötülüğün mesele olduğu diyar. Reenkarnasyonun yabana atılmadığı, hikâyeleri bol bir âlem.
Yönetmen ve senarist Semir Aslanyürek bu kez karşımıza gerçek bir hikâye anlatıcısı olarak çıkıyor. Çocukluğundan beridir iyi bir hikâye dinleyicisi olarak memleketinden, atalarından anlatılagelenleri kurcalamadan kurgulayarak anlatıyor.
“İnsanlar zalim kardeş, insanlar... Velâkin kendi zulümlerini gizlemek için başka hayatı suçlarlar.”
Bir Dağ Düğünü
Antakya Öyküleri
Semir Aslanyürek
Düğüne davetli çalgıcıların, varlığına bir türlü ikna olmadığı bir dağ köyü orası; gitmeseler de yolu curcunalı.
Hakikatin, bir gün ortaya çıkması için tanığa ihtiyaç duymadığı; bir polenin bile gerçeği döllediği sınır boyu orası, cinayetlerin gözden ırak olduğu.
Ağaların, marabaları koştuğu kanlı ekin toprağı; düzenbazlıklarının, hilekârlıklarının, fesatlıklarının pınarı.
Günahların işitilmediği bir sessizlik kuyusudur itiraf odaları.
Bir sihirbazın köy köy dolaşıp meziyetlerini sergilediği, kadınların falını üflediği; güneşin yeryüzünde insanla buluştuğu, insanın yedi musibetten geçtiği; erenlerin, bilgelerin masallarıyla dolu bir anlatı dünyası. Bir söylenceler dünyası burası. Burası Antakya.
İyiliğin mesellerle benimsetildiği, kötülüğün mesele olduğu diyar. Reenkarnasyonun yabana atılmadığı, hikâyeleri bol bir âlem.
Yönetmen ve senarist Semir Aslanyürek bu kez karşımıza gerçek bir hikâye anlatıcısı olarak çıkıyor. Çocukluğundan beridir iyi bir hikâye dinleyicisi olarak memleketinden, atalarından anlatılagelenleri kurcalamadan kurgulayarak anlatıyor.
Antakya Öyküleri
Semir Aslanyürek
Düğüne davetli çalgıcıların, varlığına bir türlü ikna olmadığı bir dağ köyü orası; gitmeseler de yolu curcunalı.
Hakikatin, bir gün ortaya çıkması için tanığa ihtiyaç duymadığı; bir polenin bile gerçeği döllediği sınır boyu orası, cinayetlerin gözden ırak olduğu.
Ağaların, marabaları koştuğu kanlı ekin toprağı; düzenbazlıklarının, hilekârlıklarının, fesatlıklarının pınarı.
Günahların işitilmediği bir sessizlik kuyusudur itiraf odaları.
Bir sihirbazın köy köy dolaşıp meziyetlerini sergilediği, kadınların falını üflediği; güneşin yeryüzünde insanla buluştuğu, insanın yedi musibetten geçtiği; erenlerin, bilgelerin masallarıyla dolu bir anlatı dünyası. Bir söylenceler dünyası burası. Burası Antakya.
İyiliğin mesellerle benimsetildiği, kötülüğün mesele olduğu diyar. Reenkarnasyonun yabana atılmadığı, hikâyeleri bol bir âlem.
Yönetmen ve senarist Semir Aslanyürek bu kez karşımıza gerçek bir hikâye anlatıcısı olarak çıkıyor. Çocukluğundan beridir iyi bir hikâye dinleyicisi olarak memleketinden, atalarından anlatılagelenleri kurcalamadan kurgulayarak anlatıyor.
“İnsanlar zalim kardeş, insanlar... Velâkin kendi zulümlerini gizlemek için başka hayatı suçlarlar.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.