1199004896
391060
https://www.simurgkitabevi.com/bir-garip-vaka-matmazel-p
Bir Garip Vaka: Matmazel P. - #smrgSAHAF
0.00
Bir Garip Vaka: Matmazel P., duyular üzerine, özellikle de görme duyusu üzerine bir roman. Gündelik hayatımızda nesnelerle olan ilişkilerimizi, görmek hakkındaki bazı temel varsayımlar yönlendirir. Bunlara göre, dış dünyayı gözlerimiz sayesinde "içimize alır" ve "bilir"iz. Görsel sanatlar alanındaki kuramsal çalışmalarıyla tanınan O'Doherty ise bu ilk romanında, görmenin doğal değil "öğrenilen" bir yeti olduğunu düşünmeye sevk ediyor bizi. Bakmayı öğrenmediğimiz sürece gözlerimizin bize ne kadar kaotik ve dehşet verici bir dünya resmi sunabileceğini tasvir ediyor. Adlarla nesneler, dil ve görme, aydınlıkla karanlık arasındaki ilişki, iyi müziğin kulaklarımıza yönelttiği sorular, "müziğin ruhu", evrendeki "armoni" ve insanlar arasındaki "armoni yoksulluğu" gibi temalar etrafında gelişen bir roman Matmazel P. Olay 18. yüzyılda Viyana'da geçiyor. Resmi tıp biliminin temsilcilerinin iyileştirmek şöyle dursun, tam bir yıkıma uğrattığı birçok hastayı, manyetizmaya dayalı yöntemleri sayesinde iyileştirmiş olan Dr. Anton Mesmer'e yeni bir hasta getirilir. Hasta üç yaşında saptanabilir hiçbir fiziksel nedene dayanmaksızın kör olmuş, on sekiz yaşındaki Marie Therese'dir. Son derece yetenekli bir piyanist olan Marie Therese'in babası imparatorluk sekreteridir ve kendisi de bizzat İmparatoriçe'nin korunması altındadır. Kız, Mesmer'in tedavisi altında ağır ağır görmeyi öğrenirken, sarayda ve resmi tıp çevrelerinde entrika ağları örülmeye başlanmıştır bile. Bilimden başka mürşit tanımayan bu insanlara göre, Mesmer, Kartazyen bilimin temellerinin sorgulanmasına yol açacak farklı bir yöntem geliştiren biri değil, ruhçu bir şarlatandır... (Arka Kapak)
Bir Garip Vaka: Matmazel P., duyular üzerine, özellikle de görme duyusu üzerine bir roman. Gündelik hayatımızda nesnelerle olan ilişkilerimizi, görmek hakkındaki bazı temel varsayımlar yönlendirir. Bunlara göre, dış dünyayı gözlerimiz sayesinde "içimize alır" ve "bilir"iz. Görsel sanatlar alanındaki kuramsal çalışmalarıyla tanınan O'Doherty ise bu ilk romanında, görmenin doğal değil "öğrenilen" bir yeti olduğunu düşünmeye sevk ediyor bizi. Bakmayı öğrenmediğimiz sürece gözlerimizin bize ne kadar kaotik ve dehşet verici bir dünya resmi sunabileceğini tasvir ediyor. Adlarla nesneler, dil ve görme, aydınlıkla karanlık arasındaki ilişki, iyi müziğin kulaklarımıza yönelttiği sorular, "müziğin ruhu", evrendeki "armoni" ve insanlar arasındaki "armoni yoksulluğu" gibi temalar etrafında gelişen bir roman Matmazel P. Olay 18. yüzyılda Viyana'da geçiyor. Resmi tıp biliminin temsilcilerinin iyileştirmek şöyle dursun, tam bir yıkıma uğrattığı birçok hastayı, manyetizmaya dayalı yöntemleri sayesinde iyileştirmiş olan Dr. Anton Mesmer'e yeni bir hasta getirilir. Hasta üç yaşında saptanabilir hiçbir fiziksel nedene dayanmaksızın kör olmuş, on sekiz yaşındaki Marie Therese'dir. Son derece yetenekli bir piyanist olan Marie Therese'in babası imparatorluk sekreteridir ve kendisi de bizzat İmparatoriçe'nin korunması altındadır. Kız, Mesmer'in tedavisi altında ağır ağır görmeyi öğrenirken, sarayda ve resmi tıp çevrelerinde entrika ağları örülmeye başlanmıştır bile. Bilimden başka mürşit tanımayan bu insanlara göre, Mesmer, Kartazyen bilimin temellerinin sorgulanmasına yol açacak farklı bir yöntem geliştiren biri değil, ruhçu bir şarlatandır... (Arka Kapak)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.