Böyle demişti Mozart, on yasındaki Beethoven'ı karşısına getirdiklerinde. Gerçekten de yanılmadığını gösterdi zaman. Onun adını duymamış, onun müziğe ve duyarlılığıyla beslenmemiş kaç müzisyen ya da kaç insan var ki dünyada bugün.
Uysal bir kedi yavrusunun masumiyeti ile eski zamanların kılıç dişli kaplanının vahşetinin tek bir adamda buluştuğu uçurum gibi bir duyarlılığın yarattığı bir müziktir onunki ve neredeyse elinizle tutabileceğiniz bir gerçeklikte, sanki bir dağın içindeki mermer kütlesinden oyulmuş gibi kendini gelecek yüzyıllara ta5ımaya devam edecektir.
Mozart gibi bir dâhiyi bütün öfke, acı, sevinç ve müziğe olan tutkusuyla karşımıza etten kemikten bir insan olarak koyan bu kitabı okurken, pek fazla bilmediğimiz, sadece kitaplardan, filmlerden tanıdığımız bir dönemin sessiz tanıklarına dönüşürüz O dönemin Avrupa'sının tiyatro binalarında, sokaklarında gezeriz. Saraylar, katedraller, meydanlar... Sanki her şey müzik üstüne kurulu gibidir. Mozart'ın eksiksiz müziğinden gelen olağanüstü melodilerin bizi içine almasına ve dudaklarımıza yerleşmesine izin veririz. Sonra "neden" deriz "neden bu kadar kısa bir hayat!"
Herkese iyi okumalar...
Böyle demişti Mozart, on yasındaki Beethoven'ı karşısına getirdiklerinde. Gerçekten de yanılmadığını gösterdi zaman. Onun adını duymamış, onun müziğe ve duyarlılığıyla beslenmemiş kaç müzisyen ya da kaç insan var ki dünyada bugün.
Uysal bir kedi yavrusunun masumiyeti ile eski zamanların kılıç dişli kaplanının vahşetinin tek bir adamda buluştuğu uçurum gibi bir duyarlılığın yarattığı bir müziktir onunki ve neredeyse elinizle tutabileceğiniz bir gerçeklikte, sanki bir dağın içindeki mermer kütlesinden oyulmuş gibi kendini gelecek yüzyıllara ta5ımaya devam edecektir.
Mozart gibi bir dâhiyi bütün öfke, acı, sevinç ve müziğe olan tutkusuyla karşımıza etten kemikten bir insan olarak koyan bu kitabı okurken, pek fazla bilmediğimiz, sadece kitaplardan, filmlerden tanıdığımız bir dönemin sessiz tanıklarına dönüşürüz O dönemin Avrupa'sının tiyatro binalarında, sokaklarında gezeriz. Saraylar, katedraller, meydanlar... Sanki her şey müzik üstüne kurulu gibidir. Mozart'ın eksiksiz müziğinden gelen olağanüstü melodilerin bizi içine almasına ve dudaklarımıza yerleşmesine izin veririz. Sonra "neden" deriz "neden bu kadar kısa bir hayat!"
Herkese iyi okumalar...