Dilin, öykü dilinden çok şiir diline yakın olması, öykülerdeki olayların doğal olaylardan çok daha geniş ve değişik boyutlu olarak algılanmasını sağlıyor.” -Adnan Yücel-
“Zafer'in öyküsünü gerçekten çok, ama çok sevmiştim, Orhan'ın bir öyküsünün tadını duyumsamıştım. Adını bildiğim öykülerinden kendisini hâlâ da tanımadığım bu Adanalı yazara merhaba dedim.” -Fikret Otyam-
“Yanılsamanın egemen olduğu bir yaşam biçiminde, insanların duygularının da tutsak edildiğini anlatıyor Zafer Doruk. Çürütülen, sevgisizlikle dolu bir yabancılaşma yaşatılan insan yüreklerinin minik kuşlar gibi çırpınmasının öyküsünü yazıyor. Her çeşit açlığın neden olduğu yanlış davranışların ve çaresizlikle kuşatılmışlığın bu öyküleri insanı sarsıyor. Çukurova'nın yorucu yaşamının kesitleriyle yoğurduğu insan manzaralarını çarpıcı bir duyarlıkla aktaran Zafer Doruk'un öykücülüğünün edebiyatımıza önemli bir katkı olduğunu düşünüyorum.” -Öner Yağcı- (Arka Kapak)
Dilin, öykü dilinden çok şiir diline yakın olması, öykülerdeki olayların doğal olaylardan çok daha geniş ve değişik boyutlu olarak algılanmasını sağlıyor.” -Adnan Yücel-
“Zafer'in öyküsünü gerçekten çok, ama çok sevmiştim, Orhan'ın bir öyküsünün tadını duyumsamıştım. Adını bildiğim öykülerinden kendisini hâlâ da tanımadığım bu Adanalı yazara merhaba dedim.” -Fikret Otyam-
“Yanılsamanın egemen olduğu bir yaşam biçiminde, insanların duygularının da tutsak edildiğini anlatıyor Zafer Doruk. Çürütülen, sevgisizlikle dolu bir yabancılaşma yaşatılan insan yüreklerinin minik kuşlar gibi çırpınmasının öyküsünü yazıyor. Her çeşit açlığın neden olduğu yanlış davranışların ve çaresizlikle kuşatılmışlığın bu öyküleri insanı sarsıyor. Çukurova'nın yorucu yaşamının kesitleriyle yoğurduğu insan manzaralarını çarpıcı bir duyarlıkla aktaran Zafer Doruk'un öykücülüğünün edebiyatımıza önemli bir katkı olduğunu düşünüyorum.” -Öner Yağcı- (Arka Kapak)