#smrgKİTABEVİ Bireyselleşmiş Toplum - 2020

Kapak Tasarım:
Arslan Kahraman, Gökçe Alper Dizgi
Kondisyon:
Yeni
Kapak Görseli:
Sevinç Altan
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
İnceleme Dizisi
ISBN-10:
9755394442
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Mehmet Beşikçi
Katkı:
A.Tansel Mumcu, Ahmet Batmaz, Esin Tapan Yetiş
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199144069
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
336
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
5
Basım Tarihi:
2020
Çeviren:
Yavuz Alogan
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Orijinal Adı:
The Individualised Society
Kategori:
indirimli
176,40
Havale/EFT ile: 171,11
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199144069
530239
Bireyselleşmiş Toplum -        2020
Bireyselleşmiş Toplum - 2020 #smrgKİTABEVİ
176.40
Bizi eyleme geçiren korkularımız, endişelerimizdir; ama genelde eylemimiz, endişemizin arkasında yatan hakiki nedenlerden başka yönlere sapar. Hayatımızı anlamlı kılmaya çalışırken, başarısızlıklarımızdan, zayıflıklarımızdan kendimizi sorumlu tutarız hep. Böylece de her şey iyiye gideceğine kötüye gider. Eğer biz mantıklı insanlarsak bunlar nasıl başımıza gelir?
Neden bu gibi durumlarla başa çıkamayız?
Bireyselleşme kaderimizse toplum içinde var olmaya nasıl devam edeceğiz?

Yaşamakta olduğumuz çağın kuşkusuz en eleştirel ve üretken toplumbilimcilerinden olan ve kimilerince "postmodernitenin kuramcısı" sayılan Zygmunt Bauman Bireyselleşmiş Toplum'da, günümüzün toplumsal ve siyasal yaşamının değişen karakterini mercek altına alıyor. Bauman bu kitapta, yaşamlarımıza dair bizden anlatmamız beklenen ama anlatmaya zorlandığımız hikâyeleri sorunsallaştırıyor. Yapılması gerekenin bu hikâyeleri sansür etme ya da yanlışlardan arındırma değil, onların, bize dayatılandan başka biçimlerde de anlatılabileceğini göstermek olduğunu iddia ediyor. Çağdaş toplumbilimin, bireysel kararlarımızı ve eylemlerimizi, sorunlarımızın ve korkularımızın derininde yatan asıl nedenlerle ilişkilendirmekte bize yardım edebileceğine inanan Bauman, yaşamakta olduğumuz küreselleşme deneyimini çözümlemekte kifayetsiz kalan halihazırdaki kuram ve kavramlarla yetinmek yerine, yeni bakış açılarının izini sürüyor. Bireyselleşmenin bir kader olduğunu, dolayısıyla da insanların yaşadıkları zorlukların ve başarısızlıkların kendi bireysel hatalarının ürünü olduğunu düşündürten günümüz toplumuna karşı kolektif bir duruş almanın etik yükümlülüğünün altını çiziyor.

Küreselleşme sürecinin emeğin doğasında yol açtığı değişim, yeni düzenin özgürlük ve güvenlik anlayışlarının değişen çehresi, yoksulluktan yararlanma biçimleri ve eğitimin yeni örgütlenme tarzı gibi meseleler üzerine kaleme aldığı eleştirel denemelerde Bauman, neoliberal rasyonalitenin aşka biçtiği değer ve postmodern toplumun cinselliği nasıl algıladığı ve kullandığı gibi, görece az kafa yorulmuş konularda da ilginç gözlemler yapıyor. Freud'cü baskıcı varsayım gibi Foucault'cu panoptik iktidar modelinin de cinselliğin postmodern kullanımlarını anlamadaki yetersizliklerine değinen yazar, artık herhangi bir norma ya da üreme rejimine uymak zorunda olmayan cinselliğin müphem karakterinin ve "an"a ilişkin olmasının toplumsal içerimlerinin altını çiziyor.

Bireyselleşmiş Toplum'da Bauman, günümüz entelektüellerini duyarsızlıklarından dolayı azarlıyor ve onları yeniden oyuna davet ediyor. - British Journal of Sociology

Bizi eyleme geçiren korkularımız, endişelerimizdir; ama genelde eylemimiz, endişemizin arkasında yatan hakiki nedenlerden başka yönlere sapar. Hayatımızı anlamlı kılmaya çalışırken, başarısızlıklarımızdan, zayıflıklarımızdan kendimizi sorumlu tutarız hep. Böylece de her şey iyiye gideceğine kötüye gider. Eğer biz mantıklı insanlarsak bunlar nasıl başımıza gelir?
Neden bu gibi durumlarla başa çıkamayız?
Bireyselleşme kaderimizse toplum içinde var olmaya nasıl devam edeceğiz?

Yaşamakta olduğumuz çağın kuşkusuz en eleştirel ve üretken toplumbilimcilerinden olan ve kimilerince "postmodernitenin kuramcısı" sayılan Zygmunt Bauman Bireyselleşmiş Toplum'da, günümüzün toplumsal ve siyasal yaşamının değişen karakterini mercek altına alıyor. Bauman bu kitapta, yaşamlarımıza dair bizden anlatmamız beklenen ama anlatmaya zorlandığımız hikâyeleri sorunsallaştırıyor. Yapılması gerekenin bu hikâyeleri sansür etme ya da yanlışlardan arındırma değil, onların, bize dayatılandan başka biçimlerde de anlatılabileceğini göstermek olduğunu iddia ediyor. Çağdaş toplumbilimin, bireysel kararlarımızı ve eylemlerimizi, sorunlarımızın ve korkularımızın derininde yatan asıl nedenlerle ilişkilendirmekte bize yardım edebileceğine inanan Bauman, yaşamakta olduğumuz küreselleşme deneyimini çözümlemekte kifayetsiz kalan halihazırdaki kuram ve kavramlarla yetinmek yerine, yeni bakış açılarının izini sürüyor. Bireyselleşmenin bir kader olduğunu, dolayısıyla da insanların yaşadıkları zorlukların ve başarısızlıkların kendi bireysel hatalarının ürünü olduğunu düşündürten günümüz toplumuna karşı kolektif bir duruş almanın etik yükümlülüğünün altını çiziyor.

Küreselleşme sürecinin emeğin doğasında yol açtığı değişim, yeni düzenin özgürlük ve güvenlik anlayışlarının değişen çehresi, yoksulluktan yararlanma biçimleri ve eğitimin yeni örgütlenme tarzı gibi meseleler üzerine kaleme aldığı eleştirel denemelerde Bauman, neoliberal rasyonalitenin aşka biçtiği değer ve postmodern toplumun cinselliği nasıl algıladığı ve kullandığı gibi, görece az kafa yorulmuş konularda da ilginç gözlemler yapıyor. Freud'cü baskıcı varsayım gibi Foucault'cu panoptik iktidar modelinin de cinselliğin postmodern kullanımlarını anlamadaki yetersizliklerine değinen yazar, artık herhangi bir norma ya da üreme rejimine uymak zorunda olmayan cinselliğin müphem karakterinin ve "an"a ilişkin olmasının toplumsal içerimlerinin altını çiziyor.

Bireyselleşmiş Toplum'da Bauman, günümüz entelektüellerini duyarsızlıklarından dolayı azarlıyor ve onları yeniden oyuna davet ediyor. - British Journal of Sociology

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat