#smrgKİTABEVİ Biri Totalitarizm mi Dedi ?: Bir Nosyonun ( Kötüye ) Kullanımına Beş Müdahale - 2006
"Solun, liberal demokrasinin ('demokrasi' 'totalitarizm'e karşı vs.) temel \ koordinatlarını kabullenişi ve şimdi de kendi (karşı) konumunu bu uzam içinde yeniden tanımlamaya çalışması Solun kuramsal hezimetinin en açık işaretidir. Kayda değer nokta, hegemonik liberalizme karşı önde gelen 'eleştirel' felsefî tepkinin, yani postmodern yapısökümcü Sol tepkinin, 'totalitarizm' kategorisine bel bağlamasıdır.
Bu durumda yapılması gereken ilk şey, solun da kabullenmiş olduğu bu liberal tabulara korkusuzca tecavüz etmektir: 'anti-demokratiklikle', 'totalitarist' olmakla suçlanıyorsak ne olmuş yani!..
Totalitarizm bütün kariyeri boyunca, 'serbest radikalleri' ehlileştirmek, liberal-
demokratik hegemonyayı garantilemek, Sağcı Faşist diktatörlüğün ikizi olan
liberal demokrasinin Solcu eleştirisinden vazgeçmek gibi karmaşık bir
operasyonu sürdürebilmeyi başaran ideolojik bir nosyon olagelmiştir...
'Totalitarizmi' alt kategorilere bölmek de 'Faşist ve Komünist' çeşitlemeler
arasındaki farkı vurgulamak ise yararsız bir çabadır: 'totalitarizm' nosyonu bir
kez kabul edildi mi, artık liberal-demokratik ufkun içindesindesiniz demektir.
Konformist liberal seciyesizler (geçmişteki) katliamların dehşetini nihaî öcü
olarak utanç verici bir şantaj unsuru biçiminde kullanıp varolan düzeni
savunurken, kendilerine ikiyüzlü bir tatmin bulurlar: Çürümüşlüğün, sömürünün
ve bu gibi şeylerin diz boyu olduğunu bilen (Konformist liberal seciyesizler)
gidişatı değiştirmek için bulunacak her girişimi, 'totalitarizm' hayaletine verilen
bir hayat öpücüğü ile ahlâkî olarak tehlikeli ve kabul edilemez olduğu ilân
edilerek reddedilir.
Bu kitap totalitarizm nosyonunun tarihinin sistematik sunumlarına bir tane daha eklemek amacını gütmüyor.
Bu kitap, 'totalitarizm' nosyonunun bırakın etkili bir kuramsal kavram olmayı, aslında bir tür kıytınk mazeret olduğunun ifade edilme çabasıdır: 'Totalitarizm' nosyonu bizleri düşünmeye sevk etmez, tam tersine bizleri kendi tanımladığı tarihsel gerçeklikle ilgili yeni bir içgörü edinmeye zorlar ve hattâ düşünme zahmetinden kurtarır, ya da hattâ düşünmemizi aktif bir biçimde önler. Bu kitap sabırsız okura 'totalitarizmin', daha en başından beri, hep ve hâlâ neden kıytırık olduğunu açıklamaktadır." -Slavoj Zizek (Arka kapaktan)
"Solun, liberal demokrasinin ('demokrasi' 'totalitarizm'e karşı vs.) temel \ koordinatlarını kabullenişi ve şimdi de kendi (karşı) konumunu bu uzam içinde yeniden tanımlamaya çalışması Solun kuramsal hezimetinin en açık işaretidir. Kayda değer nokta, hegemonik liberalizme karşı önde gelen 'eleştirel' felsefî tepkinin, yani postmodern yapısökümcü Sol tepkinin, 'totalitarizm' kategorisine bel bağlamasıdır.
Bu durumda yapılması gereken ilk şey, solun da kabullenmiş olduğu bu liberal tabulara korkusuzca tecavüz etmektir: 'anti-demokratiklikle', 'totalitarist' olmakla suçlanıyorsak ne olmuş yani!..
Totalitarizm bütün kariyeri boyunca, 'serbest radikalleri' ehlileştirmek, liberal-
demokratik hegemonyayı garantilemek, Sağcı Faşist diktatörlüğün ikizi olan
liberal demokrasinin Solcu eleştirisinden vazgeçmek gibi karmaşık bir
operasyonu sürdürebilmeyi başaran ideolojik bir nosyon olagelmiştir...
'Totalitarizmi' alt kategorilere bölmek de 'Faşist ve Komünist' çeşitlemeler
arasındaki farkı vurgulamak ise yararsız bir çabadır: 'totalitarizm' nosyonu bir
kez kabul edildi mi, artık liberal-demokratik ufkun içindesindesiniz demektir.
Konformist liberal seciyesizler (geçmişteki) katliamların dehşetini nihaî öcü
olarak utanç verici bir şantaj unsuru biçiminde kullanıp varolan düzeni
savunurken, kendilerine ikiyüzlü bir tatmin bulurlar: Çürümüşlüğün, sömürünün
ve bu gibi şeylerin diz boyu olduğunu bilen (Konformist liberal seciyesizler)
gidişatı değiştirmek için bulunacak her girişimi, 'totalitarizm' hayaletine verilen
bir hayat öpücüğü ile ahlâkî olarak tehlikeli ve kabul edilemez olduğu ilân
edilerek reddedilir.
Bu kitap totalitarizm nosyonunun tarihinin sistematik sunumlarına bir tane daha eklemek amacını gütmüyor.
Bu kitap, 'totalitarizm' nosyonunun bırakın etkili bir kuramsal kavram olmayı, aslında bir tür kıytınk mazeret olduğunun ifade edilme çabasıdır: 'Totalitarizm' nosyonu bizleri düşünmeye sevk etmez, tam tersine bizleri kendi tanımladığı tarihsel gerçeklikle ilgili yeni bir içgörü edinmeye zorlar ve hattâ düşünme zahmetinden kurtarır, ya da hattâ düşünmemizi aktif bir biçimde önler. Bu kitap sabırsız okura 'totalitarizmin', daha en başından beri, hep ve hâlâ neden kıytırık olduğunu açıklamaktadır." -Slavoj Zizek (Arka kapaktan)