#smrgKİTABEVİ Bizans ve Müslüman Türk Anadolu'nun Doğuşu (1040 - 1130) - 2022

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6056980787
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Stok Kodu:
1199203758
Boyut:
16x21
Sayfa Sayısı:
464
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022
Çeviren:
Tarık Özbek
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
360,00
Havale/EFT ile: 349,20
Siparişiniz 3&6 iş günü arasında kargoda
1199203758
590043
Bizans ve Müslüman Türk Anadolu'nun Doğuşu (1040 - 1130) -        2022
Bizans ve Müslüman Türk Anadolu'nun Doğuşu (1040 - 1130) - 2022 #smrgKİTABEVİ
360.00
Selçuklu Türklerinin Anadolu'ya gelişi, modern Türk ulusal kimlik söyleminin vazgeçilmez bir parçasını oluşturur. Diğer yandan, Batı'da Avrupalı ulusların oluşumu ve Yakın Doğu'nun dönüşümü ile ilgili tartışmalara Anadolu Türkleri nadiren dahil edilir. Türklerin Küçük Asya'ya nüfuzu, bir tarafta yerleşik gruplar ve göçebe gruplar, diğer tarafta farklı dinsel ve etnik topluluklar arasındaki bir çatışmanın sonucu olarak değerlendirilir.

Bu kitapta iki temel argümanın yer aldığı alternatif bir anlatı öne sürülüyor. İlk olarak, Konstantinopolis ve Kahire, Anadolu topraklarının büyük bir kısmıyla Bizans-Müslüman sınır bölgeleri üzerindeki etkilerini kaybettiler; ikincisi, doğmakta olan Selçuklu Sultanlığı bölgesel bir güç olarak bunların yerini almada başarısız oldu. Bu dönemde hem Bizans Anadolu'sunda hem de İslam'ın kalbinin attığı bölgelerde yerel seçkinlerle bölgesel güçler siyasal otoriteyi ellerine geçirdikleri gibi, bitip tükenmeyen bir iktidar mücadelesine giriştiler.

Söz konusu süreç içinde Türk savaşçı grupları; yaptıkları akınlar ve fetihler nedeniyle değil, önceden var olan toplumsal ağlara eklemlenmeleri sayesinde hızla önemli bir rol üstlendiler. İdari araçlarla yerel kaynaklardan faydalanarak yerel hükümdarların ve tebalarının rızasını elde ettiler. Böylelikle, daha büyük bölgesel birimlere evrilecek olan beyliklerin nüvelerini oluşturdular.

Dolayısıyla, değişimin itici gücünü Bizanslıların gerilemesi veya Türklerin zaferinde değil, bu iki âlem arasındaki başarılı etkileşimde aramak gerekir.

Selçuklu Türklerinin Anadolu'ya gelişi, modern Türk ulusal kimlik söyleminin vazgeçilmez bir parçasını oluşturur. Diğer yandan, Batı'da Avrupalı ulusların oluşumu ve Yakın Doğu'nun dönüşümü ile ilgili tartışmalara Anadolu Türkleri nadiren dahil edilir. Türklerin Küçük Asya'ya nüfuzu, bir tarafta yerleşik gruplar ve göçebe gruplar, diğer tarafta farklı dinsel ve etnik topluluklar arasındaki bir çatışmanın sonucu olarak değerlendirilir.

Bu kitapta iki temel argümanın yer aldığı alternatif bir anlatı öne sürülüyor. İlk olarak, Konstantinopolis ve Kahire, Anadolu topraklarının büyük bir kısmıyla Bizans-Müslüman sınır bölgeleri üzerindeki etkilerini kaybettiler; ikincisi, doğmakta olan Selçuklu Sultanlığı bölgesel bir güç olarak bunların yerini almada başarısız oldu. Bu dönemde hem Bizans Anadolu'sunda hem de İslam'ın kalbinin attığı bölgelerde yerel seçkinlerle bölgesel güçler siyasal otoriteyi ellerine geçirdikleri gibi, bitip tükenmeyen bir iktidar mücadelesine giriştiler.

Söz konusu süreç içinde Türk savaşçı grupları; yaptıkları akınlar ve fetihler nedeniyle değil, önceden var olan toplumsal ağlara eklemlenmeleri sayesinde hızla önemli bir rol üstlendiler. İdari araçlarla yerel kaynaklardan faydalanarak yerel hükümdarların ve tebalarının rızasını elde ettiler. Böylelikle, daha büyük bölgesel birimlere evrilecek olan beyliklerin nüvelerini oluşturdular.

Dolayısıyla, değişimin itici gücünü Bizanslıların gerilemesi veya Türklerin zaferinde değil, bu iki âlem arasındaki başarılı etkileşimde aramak gerekir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat