#smrgSAHAF Bizi ‘Biz' Yapan Hikâyeler: Kendimizi Yaratma Üzerine Bir Deneme - 1999

Basıldığı Matbaa:
Mart Matbaası
Dizi Adı:
Ağır Kitap Dizisi: 4
ISBN-10:
9755392297
Stok Kodu:
1199007438
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
395 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1999
Çeviren:
Şen Süer Kaya
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Orijinal Adı:
“The Stories We Are An Essay on Self - Creation”
0,00
1199007438
393602
Bizi ‘Biz' Yapan Hikâyeler: Kendimizi Yaratma Üzerine Bir Deneme -        1999
Bizi ‘Biz' Yapan Hikâyeler: Kendimizi Yaratma Üzerine Bir Deneme - 1999 #smrgSAHAF
0.00
Bize kendi "hayat hikayesi"nden söz eden biriyle karşılaşınca şaşırmıyoruz. Herkesin bir hikayesi olduğu öylesine tanıdık ki bize şaşırmamız için bir neden yok. Üzerinde düşünmeye değer bulmadığımız bir kavram bu; ilgi çekici bile değil. Randall, işte bu beylik eğretilemenin üzerine bir büyüteç tutarak oyunu bozuyor. Roman/hikaye karakterlerinin psikolojik tahlillere konu edilmesine alışığız; ama Randall bu alışkanlığı tersyüz edip "gerçek karakterler"i edebiyatın "kurmaca" dünyasına sokuyor.

Hayatın içinden gerçekten ardımız sıra bizi izleyen, başına buyruk, bizden bağımsız bir hikayemiz yok. Eğer bir hikayemiz varsa, sadece biz var olduğunu "söylediğimiz" için var. Onu biz var ediyoruz. Neden yapıyoruz bunu, bir hikayeyi yaşamakta olduğumuzu veya düpedüz bir hikaye "olduğumuzu" düşünmek ne işimize yarıyor?

Randall, bu basit görünüşlü sorunun peşine takılarak çok sayıda disiplinin kalem oynattığı engin bir düşünce zeminine adım atıyor; psikolojiden sosyolojiye, tarih, antropoloji, edebiyat, eğitim, teoloji, felsefe, tarih felsefesi ve etikten estetiğe kadar. Kendimizi yaratma süreciyle hikayemizin ilişkisi nedir? Bu hikaye neye benzer? Tek bir hikaye midir, içinde bize hangi rol düşer? Bu hikâyeyi anlatmayı neden isteriz? Ve en önemlisi, bu hikayenin yazarı biz miyiz? Onu değiştirme, yeniden yazma şansımız var mı?

Yaşamayı bir zanaat olmaktan çıkarıp bir sanata dönüştürmenin yolunu arayan, bir yaşama sanatının izini süren Randall; deneyimle sanat, hayatla edebiyat, psikolojiyle poetika arasındaki ilişkilerin bu çaba açısından kritik kaynaklar oluşturduğunu düşünüyor. Randall'a göre, edebi biçimler dağarcığımızı zenginleştirmek, hikayelerin doğasını ve önemini kavramak, "hikaye eşiği"ne dayanmanın çocukluktan yetişkinliğe geçişi temsil ettiğini bilmek; hayat hikayelerimizin neye benzediğini ve nereden gelip nereye gittiğini anlamamızı kolaylaştıracaktır. Bu konudaki kavrayışımız ne kadar gelişirse, hayatlarımızı tekrar tekrar hikaye etmekten ibaret olan yaşama sanatındaki ustalığımız o kadar artacaktır. Randall'ın "belirsiz bir uzanış" diye tanımladığı bu yorum, doğaçlama ve icat sanatındaki ustalığımız arttıkça da, başka bakımlardan ne kadar yoksul hayatlar sürersek sürelim, dünyanın zenginliğine katkıda bulunma yeteneğimiz güçlenecektir. "Öz yaratımın poetikası" üzerine yazdığını söyleyen Randall, sıradanın altını eşeleyerek önümüze beklenmedik bir zenginlik seriyor. Bizi 'Biz' Yapan Hikâyeler'i okurken, kendi "hikâye"nizin şaşırtıcı karmaşıklığı üzerine kafa yormadan edemeyeceksiniz. Bu kitap, insanı diğer hayvanlardan ayıran özellikleri belirlemeye yönelik ve o takıntılı merakımıza yeni bir madde hediye ediyor: İnsan, bir hikayesi olduğunu iddia eden bir hayvandır.

Bize kendi "hayat hikayesi"nden söz eden biriyle karşılaşınca şaşırmıyoruz. Herkesin bir hikayesi olduğu öylesine tanıdık ki bize şaşırmamız için bir neden yok. Üzerinde düşünmeye değer bulmadığımız bir kavram bu; ilgi çekici bile değil. Randall, işte bu beylik eğretilemenin üzerine bir büyüteç tutarak oyunu bozuyor. Roman/hikaye karakterlerinin psikolojik tahlillere konu edilmesine alışığız; ama Randall bu alışkanlığı tersyüz edip "gerçek karakterler"i edebiyatın "kurmaca" dünyasına sokuyor.

Hayatın içinden gerçekten ardımız sıra bizi izleyen, başına buyruk, bizden bağımsız bir hikayemiz yok. Eğer bir hikayemiz varsa, sadece biz var olduğunu "söylediğimiz" için var. Onu biz var ediyoruz. Neden yapıyoruz bunu, bir hikayeyi yaşamakta olduğumuzu veya düpedüz bir hikaye "olduğumuzu" düşünmek ne işimize yarıyor?

Randall, bu basit görünüşlü sorunun peşine takılarak çok sayıda disiplinin kalem oynattığı engin bir düşünce zeminine adım atıyor; psikolojiden sosyolojiye, tarih, antropoloji, edebiyat, eğitim, teoloji, felsefe, tarih felsefesi ve etikten estetiğe kadar. Kendimizi yaratma süreciyle hikayemizin ilişkisi nedir? Bu hikaye neye benzer? Tek bir hikaye midir, içinde bize hangi rol düşer? Bu hikâyeyi anlatmayı neden isteriz? Ve en önemlisi, bu hikayenin yazarı biz miyiz? Onu değiştirme, yeniden yazma şansımız var mı?

Yaşamayı bir zanaat olmaktan çıkarıp bir sanata dönüştürmenin yolunu arayan, bir yaşama sanatının izini süren Randall; deneyimle sanat, hayatla edebiyat, psikolojiyle poetika arasındaki ilişkilerin bu çaba açısından kritik kaynaklar oluşturduğunu düşünüyor. Randall'a göre, edebi biçimler dağarcığımızı zenginleştirmek, hikayelerin doğasını ve önemini kavramak, "hikaye eşiği"ne dayanmanın çocukluktan yetişkinliğe geçişi temsil ettiğini bilmek; hayat hikayelerimizin neye benzediğini ve nereden gelip nereye gittiğini anlamamızı kolaylaştıracaktır. Bu konudaki kavrayışımız ne kadar gelişirse, hayatlarımızı tekrar tekrar hikaye etmekten ibaret olan yaşama sanatındaki ustalığımız o kadar artacaktır. Randall'ın "belirsiz bir uzanış" diye tanımladığı bu yorum, doğaçlama ve icat sanatındaki ustalığımız arttıkça da, başka bakımlardan ne kadar yoksul hayatlar sürersek sürelim, dünyanın zenginliğine katkıda bulunma yeteneğimiz güçlenecektir. "Öz yaratımın poetikası" üzerine yazdığını söyleyen Randall, sıradanın altını eşeleyerek önümüze beklenmedik bir zenginlik seriyor. Bizi 'Biz' Yapan Hikâyeler'i okurken, kendi "hikâye"nizin şaşırtıcı karmaşıklığı üzerine kafa yormadan edemeyeceksiniz. Bu kitap, insanı diğer hayvanlardan ayıran özellikleri belirlemeye yönelik ve o takıntılı merakımıza yeni bir madde hediye ediyor: İnsan, bir hikayesi olduğunu iddia eden bir hayvandır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat