Kentlerin kaderini, üzerlerinde kurulu oldukları coğrafya belirler. İstanbul, coğrafi koşullarının hazırladığı harikulade kaderi ile dünyada eşsiz bir kenttir. İstanbul'un kaderini belirleyen coğrafi özellik Boğaziçi'dir. Diğer boğazlar arasında bir benzeri yoktur. Ilıman bir iklimde yer alır. Verimli tarım alanlarına ve zengin su kaynaklarına sahiptir. Eski dünyanın bütün kara ve deniz yollarının kavşak noktasında bulunur. Bu özellikleriyle tarih öncesi devirlerden itibaren insan topluluklarını kendisine çekmiştir.
Mimar Tahir Elçi bu kitabında sizlere Boğaziçi'ni anlatıyor. 32 kilometre uzunluktaki bu doğal deniz geçidinin kıyıları binlerce yıl boyunca büyük, küçük birçok yerleşmelere ev sahipliği yapmış. Bunlar arasında eski İstanbul, Kadıköy ve Üsküdar gibi önemli şehirler olduğu gibi, orta ve yukarı Boğaziçi'nde esas uğraşın tarım ve balıkçılık olduğu köyler de bulunuyordu. 16. yüzyıla dek oldukça sakin ve tenha olan Boğaziçi bölgesinde bundan sonra bir canlanma görüldü. Çok sayıda yeni yerleşmeler kuruldu. 19. yüzyıla gelindiğinde her iki yakadaki köy ve kasabaların sayısı 35'i buldu. Yalılar, has bahçeler, korular, çayırlık mesire alanları; kıyıları, vadileri ve tepeleri süsledi.
Günümüzde Boğaziçi; bu kalabalık şehrin curcunasından, gürültüden, tozdan ve betonlardan bir kaçış yeri aynı zamanda. Her şeye rağmen güzellikler ve rekreasyon fırsatları sunmaya devam ediyor. Hafta sonları ve tatil günlerinde Boğaziçi'ni gezerken bu kitaba da bir göz atmanın faydası olabilir. Nereden nereye gelmiş… Okumanızı tavsiye ederiz.