Zaman devriliyor bir bir geriye.
Beyazıt Meydanı cani bir hükümle kirlenmeye hazır.
Güneş batarken işgalin günü doğuyor. İşgalin aşüfte çığlıkları dalga dalga. Dalgalar hep Kemal'in beynine çarpıyor. Beyninde, şimdiye kadar hiç işitmediği bir uğultu. Kemal'in ayakları sehpaya yürüyor. Bakışlarda ne bir yardım ne de imdar. Haini, itilafçısı gözleri ile gülerken bir yürek olmuş millet hep birden haykırıyor: Kahrolsun Böyle Adalet!
Kahrolsun Böyle Adalet!
Zaman devriliyor bir bir geriye.
Beyazıt Meydanı cani bir hükümle kirlenmeye hazır.
Güneş batarken işgalin günü doğuyor. İşgalin aşüfte çığlıkları dalga dalga. Dalgalar hep Kemal'in beynine çarpıyor. Beyninde, şimdiye kadar hiç işitmediği bir uğultu. Kemal'in ayakları sehpaya yürüyor. Bakışlarda ne bir yardım ne de imdar. Haini, itilafçısı gözleri ile gülerken bir yürek olmuş millet hep birden haykırıyor: Kahrolsun Böyle Adalet!
Kahrolsun Böyle Adalet!