#smrgKİTABEVİ Bokböceği Jaguar ve Fil - 2024
Meslek yaşamı talihsiz bir biçimde sona eren bir muhabir; şiire sevdalı bir grup üniversiteli genç; hayatını okuyup yazmaya adamış orta yaşlı bir editör... Angı; şiir, müzik, sinema ve kuvvetli metinlerden alıntılarla yan yana yürüyen novellalarında, düşleminin burçlarından gördüğü edebiyatın tarih şeridini oluşturuyor. Tamamen dışkıyla beslenen bokböcekleri hakkında “insanların sadece bir kez okuyabilecekleri, ama okurken bitmesini hiç istemeyecekleri kısa bir hikâye anlatmak isteyen”, ilk kez bir jaguar görmeyi gerçek şiire benzeten ve fil sırtında rüya kaydı tutan aykırı “ben”ler sunuyor okura.
“Bedensel acıyı tanımlamak için geç bir saatti. Gözlerim lamba gibi kurumuştu, ciğerlerimde bir ingilizanahtarı işliyordu, esin doluydum. Uyumak, dinlenmek istiyor ama yapamıyordum. Gelenin elini bırakmamak, kaçırmamak gerekiyordu belki. Emin değildim, gerçekten fikrim yoktu. Sadece yazıyordum ve çok yorgundum. Sıradağların arasında yerim hazırdı. Tek bildiğim buydu. Yazdıklarım bitecek ve ben Marcel'e, çeviriye geri dönebilecek miydim?”
Meslek yaşamı talihsiz bir biçimde sona eren bir muhabir; şiire sevdalı bir grup üniversiteli genç; hayatını okuyup yazmaya adamış orta yaşlı bir editör... Angı; şiir, müzik, sinema ve kuvvetli metinlerden alıntılarla yan yana yürüyen novellalarında, düşleminin burçlarından gördüğü edebiyatın tarih şeridini oluşturuyor. Tamamen dışkıyla beslenen bokböcekleri hakkında “insanların sadece bir kez okuyabilecekleri, ama okurken bitmesini hiç istemeyecekleri kısa bir hikâye anlatmak isteyen”, ilk kez bir jaguar görmeyi gerçek şiire benzeten ve fil sırtında rüya kaydı tutan aykırı “ben”ler sunuyor okura.
“Bedensel acıyı tanımlamak için geç bir saatti. Gözlerim lamba gibi kurumuştu, ciğerlerimde bir ingilizanahtarı işliyordu, esin doluydum. Uyumak, dinlenmek istiyor ama yapamıyordum. Gelenin elini bırakmamak, kaçırmamak gerekiyordu belki. Emin değildim, gerçekten fikrim yoktu. Sadece yazıyordum ve çok yorgundum. Sıradağların arasında yerim hazırdı. Tek bildiğim buydu. Yazdıklarım bitecek ve ben Marcel'e, çeviriye geri dönebilecek miydim?”