Kitapta tarihi akışı içerisinde aşama aşama incelenmiş olan konular, aynı zamanda, günümüz dünyasındaki küresel ölçekli siyasi yapılanmanın omurgasını da ortaya koymaktadır. Paralel olarak, Yeni Dünya Düzeni söylemleriyle dünyaya istedikleri biçimi vermek isteyen güçlerin hâlihazır ideolojik kafa yapısı da sergilenmektedir.
Yazar, küresel güç odaklarının sistematik manipülasyonlarına karşı, öncelikle güçlü bir savunma hattı oluşturmak gerektiğine inanır. Söz konusu odaklar, milli benliğimizi elimizden almak ve bizi, onların çıkar sağladığı tüketim kalıplarına göre hayat süren, onların doğru dediğine doğru, yanlış dediğine yanlış diyen birörnek ve edilgen varlıklara indirgemek için saldırıyor. Bizi biz yapan ve bir arada tutan bütün ortak değerlerimizi hedef almış durumdalar. Bizi millet olmaktan çıkartarak etnik yığınlar topluluğu haline getirmek için kararlı ve ısrarcı bir tutum içindeler. Bu politikalara “istemezükçülük” olarak adlandırabileceğimiz pasifist yaklaşımlarla direnmek mümkün değildir. Donanımlı olmak şarttır. Kuru kuruya milliyetçi söylemlerle direnmenin mümkün olmadığı, zorlu çabalar gerektiren fevkalade bir durumla karşı karşıya bulunuyoruz.
Yazar, bu düşüncelerle, imbikten geçirilmiş donanımlı milliyetçilik inşa etmek için entelektüel boyutta katkıda bulunmaya çalışmaktadır. Ayağı yere basan ve dünya gerçeklerinin farkında olan milliyetçilik adına güçlü bir savunma hattı oluşturmak için gerekli görülen yerlerde kazılmış savunma hendeklerini kitapta bulabilirsiniz.
Kitap, sadece Türklerin ve Türklüğün değil, bütün mazlum milletlerin haklı davasını da sahiplenmektedir.
Kitapta tarihi akışı içerisinde aşama aşama incelenmiş olan konular, aynı zamanda, günümüz dünyasındaki küresel ölçekli siyasi yapılanmanın omurgasını da ortaya koymaktadır. Paralel olarak, Yeni Dünya Düzeni söylemleriyle dünyaya istedikleri biçimi vermek isteyen güçlerin hâlihazır ideolojik kafa yapısı da sergilenmektedir.
Yazar, küresel güç odaklarının sistematik manipülasyonlarına karşı, öncelikle güçlü bir savunma hattı oluşturmak gerektiğine inanır. Söz konusu odaklar, milli benliğimizi elimizden almak ve bizi, onların çıkar sağladığı tüketim kalıplarına göre hayat süren, onların doğru dediğine doğru, yanlış dediğine yanlış diyen birörnek ve edilgen varlıklara indirgemek için saldırıyor. Bizi biz yapan ve bir arada tutan bütün ortak değerlerimizi hedef almış durumdalar. Bizi millet olmaktan çıkartarak etnik yığınlar topluluğu haline getirmek için kararlı ve ısrarcı bir tutum içindeler. Bu politikalara “istemezükçülük” olarak adlandırabileceğimiz pasifist yaklaşımlarla direnmek mümkün değildir. Donanımlı olmak şarttır. Kuru kuruya milliyetçi söylemlerle direnmenin mümkün olmadığı, zorlu çabalar gerektiren fevkalade bir durumla karşı karşıya bulunuyoruz.
Yazar, bu düşüncelerle, imbikten geçirilmiş donanımlı milliyetçilik inşa etmek için entelektüel boyutta katkıda bulunmaya çalışmaktadır. Ayağı yere basan ve dünya gerçeklerinin farkında olan milliyetçilik adına güçlü bir savunma hattı oluşturmak için gerekli görülen yerlerde kazılmış savunma hendeklerini kitapta bulabilirsiniz.
Kitap, sadece Türklerin ve Türklüğün değil, bütün mazlum milletlerin haklı davasını da sahiplenmektedir.