#smrgKİTABEVİ Bruno Schulz'un Zihninin İçinde - 2022
Biller'ın Türkçeye çevrilen ilk kitabı olan Bruno Schulz'un Zihninin İçinde, Türkiye'deki okurların özellikle Tarçın Dükkanları adlı öykü derlemesiyle tanıdığı Polonyalı yazar Bruno Schulz'u merkezine alıyor. İkinci Dünya Savaşı ve Avrupa'yı kasıp kavuracak nefret dalgasının ayak seslerini duyup, yaklaşan felaketi sezen Schulz, kendini bodrum katına kapatarak Thomas Mann'a uzun bir mektup yazmaya başlar. Ünlü yazarın, kitaplarının yurt dışında yayımlanmasına yardımcı olabileceğini ve böylelikle Drohobych'i terk etmek zorunda kalmayacağını uman Schulz'un mektubu, rüya ve kâbus arasında gidip gelerek kaçınılmaz sonu imleyen içsel bir hesaplaşma halini alır. Maxim Biller bu novellayla, insanlığın evrensel hikâyesini gerçeküstü öğelerle görkemli mitlere dönüştüren Bruno Schulz'un dünyasına eşsiz bir hayal gücüyle yeniden hayat veriyor.
“Bruno, öğrencisinin kendisinden istediğini yaptı ve o zaman kulak kanalında çok ince bir tıslama ve ıslık sesi duydu. “Diyor ki,” diye fısıldadı gri güvercin, bu arada durmadan kemikli gagasıyla Bruno'nun kulak memesine dokunuyordu. “Sizin üzüntülü haliniz hepimize bulaşıyormuş. Diyor ki, siz tanıdığı en korkak insanmışsınız, bu yüzden de bizi, belki de insanın yazabileceği en güzel kitaptan mahrum bırakıyormuşsunuz. Sizin karamsarlığınıza tahammül etmek mümkün değilmiş. Siz çok ama çok yaramazmışsınız...”
Biller'ın Türkçeye çevrilen ilk kitabı olan Bruno Schulz'un Zihninin İçinde, Türkiye'deki okurların özellikle Tarçın Dükkanları adlı öykü derlemesiyle tanıdığı Polonyalı yazar Bruno Schulz'u merkezine alıyor. İkinci Dünya Savaşı ve Avrupa'yı kasıp kavuracak nefret dalgasının ayak seslerini duyup, yaklaşan felaketi sezen Schulz, kendini bodrum katına kapatarak Thomas Mann'a uzun bir mektup yazmaya başlar. Ünlü yazarın, kitaplarının yurt dışında yayımlanmasına yardımcı olabileceğini ve böylelikle Drohobych'i terk etmek zorunda kalmayacağını uman Schulz'un mektubu, rüya ve kâbus arasında gidip gelerek kaçınılmaz sonu imleyen içsel bir hesaplaşma halini alır. Maxim Biller bu novellayla, insanlığın evrensel hikâyesini gerçeküstü öğelerle görkemli mitlere dönüştüren Bruno Schulz'un dünyasına eşsiz bir hayal gücüyle yeniden hayat veriyor.
“Bruno, öğrencisinin kendisinden istediğini yaptı ve o zaman kulak kanalında çok ince bir tıslama ve ıslık sesi duydu. “Diyor ki,” diye fısıldadı gri güvercin, bu arada durmadan kemikli gagasıyla Bruno'nun kulak memesine dokunuyordu. “Sizin üzüntülü haliniz hepimize bulaşıyormuş. Diyor ki, siz tanıdığı en korkak insanmışsınız, bu yüzden de bizi, belki de insanın yazabileceği en güzel kitaptan mahrum bırakıyormuşsunuz. Sizin karamsarlığınıza tahammül etmek mümkün değilmiş. Siz çok ama çok yaramazmışsınız...”