İnsan bu inancı yitirirse, bu onun "kendini", kendi gerçek varlığını yitirmesinden başka bir şey demek değildir. Bu gerçek varlık, onun apaçık "varım" ile birlikte her zaman sahip olduğu bir şey değildir, o ancak bu doğruluk uğrunda çalışıp didinme, kendini gerçek kılma biçiminde sahip olduğu, olabildiği bir şeydir.
Husserl coğrafi olarak alınacak bir "Avrupalılığı" amaçlamadı. Tersine o Avrupalılığa, kat kat açılan, birleşik bir entelektüel gelişimin sahnesi olan Batı dünyasına değinen tarihsel bir anlam vermek amacındaydı.
İnsan bu inancı yitirirse, bu onun "kendini", kendi gerçek varlığını yitirmesinden başka bir şey demek değildir. Bu gerçek varlık, onun apaçık "varım" ile birlikte her zaman sahip olduğu bir şey değildir, o ancak bu doğruluk uğrunda çalışıp didinme, kendini gerçek kılma biçiminde sahip olduğu, olabildiği bir şeydir.
Husserl coğrafi olarak alınacak bir "Avrupalılığı" amaçlamadı. Tersine o Avrupalılığa, kat kat açılan, birleşik bir entelektüel gelişimin sahnesi olan Batı dünyasına değinen tarihsel bir anlam vermek amacındaydı.