İnsanlığa hizmet edip, başkalarına iyi ve güzel davranış örneği olma amacını düstur edinen Mevlevilik, Mehmed Ziya Bey'i de etkilemiştir. Bu ilgisi lise yıllarında başlamıştır.1884 yılında Üsküdar'da misafir olarak bulunan Eskişehir Mevlevihanesi şeyhi Hasan Dede ile tanışmış, Edirne'de Aydınlı Şeyh Eşref Dede ile 3 yıl kadar beraber olmuş, Konya'ya atandığında da Mevleviliğe daha fazla yaklaşmak imkânı bulmuştur.
İhtifalci lâkabıyla adeta bütünleşen Mehmed Ziya Bey, bu lâkabı anma geceleri tertip ettiği için almıştır. Öyle ki biyografilerde bile adı 'İhtifalci Mehmed Ziya Bey' olarak geçmektedir. Halkın maneviyatını ayakta tutmak, eski günleri yâd etmek için anma geceleri tertip etmiştir. Mimar Sinan'ın, Sokullu Mehmet Paşa'nın ölüm yıldönümlerinde, İstanbul'un fethi ve İstanbul'un kurtuluş yıldönümlerinde anma geceleri düzenlemiştir. Hatta Pierre Loti'nin İstanbul'a son gelişlerinden birinde onun için, Kont Ostrorog'un yalısı önünde bir gece sandallarda şarkılı bir program tertiplemesi de kendisinden istenmiştir. Mehmed Ziya Bey'in ölümünden sonra Eyüp'teki kabri başında birkaç kere anma konuşmaları yapılmışsa da birçok şey gibi sonradan bu da unutulup gitmiştir.
Hz Mevlana'nın tasavvufunda gaye aşktır. Hz Mevlana, ruhi olgunlaşmayı ve ahlak kaidelerinin en yücelerine ulaşmayı hedefler. Mevlevilik'te ruhi tezahür sayılan şiir, musıki ve diğer güzel sanatlar insanı kötülükten uzaklaştırıp ilahi amaca yaklaştıracak amaçlar olarak görülmüştür. Bu yüzden Mevlevilik müntesipleri arasında, ince zevk sahibi insanlar bulunur. Bu eserde kendilerinden bahsedilen birçok Mevlevi-meşrep şahıs da, bu ince zevkin, zarafetin, güzel ahlakın birer nümunesi gibidir. Eserin hemen hemen tamamında bu naif hava hâkimdir denebilir. Mehmed Ziya Bey de bu inceliğe sahiptir. Seyahatnamede bu zarif dilin etkisi kendisini hissettirir.
Bursa'dan Konya'ya Seyahat, Osmanlı Devleti'nin son zamanları hakkında bilgi edinebileceğimiz, güzel bir kaynaktır. Döneme içtimaî açıdan bakmak isteyen, yol hikâyelerinden hoşlanan ve seyahatname meraklıları için muhakkak görülmesi gereken bir yapıttır. Akıcı bir dille yazılmış bilgilendirici ve zevkle okunacak bir seyahatnamedir. Ziyaret ettiği şehir hakkında genel bir bilgi verdikten sonra halkın nasıl geçindiği, sosyal durum, nüfus hakkında da malumat vermiştir.
İnsanlığa hizmet edip, başkalarına iyi ve güzel davranış örneği olma amacını düstur edinen Mevlevilik, Mehmed Ziya Bey'i de etkilemiştir. Bu ilgisi lise yıllarında başlamıştır.1884 yılında Üsküdar'da misafir olarak bulunan Eskişehir Mevlevihanesi şeyhi Hasan Dede ile tanışmış, Edirne'de Aydınlı Şeyh Eşref Dede ile 3 yıl kadar beraber olmuş, Konya'ya atandığında da Mevleviliğe daha fazla yaklaşmak imkânı bulmuştur.
İhtifalci lâkabıyla adeta bütünleşen Mehmed Ziya Bey, bu lâkabı anma geceleri tertip ettiği için almıştır. Öyle ki biyografilerde bile adı 'İhtifalci Mehmed Ziya Bey' olarak geçmektedir. Halkın maneviyatını ayakta tutmak, eski günleri yâd etmek için anma geceleri tertip etmiştir. Mimar Sinan'ın, Sokullu Mehmet Paşa'nın ölüm yıldönümlerinde, İstanbul'un fethi ve İstanbul'un kurtuluş yıldönümlerinde anma geceleri düzenlemiştir. Hatta Pierre Loti'nin İstanbul'a son gelişlerinden birinde onun için, Kont Ostrorog'un yalısı önünde bir gece sandallarda şarkılı bir program tertiplemesi de kendisinden istenmiştir. Mehmed Ziya Bey'in ölümünden sonra Eyüp'teki kabri başında birkaç kere anma konuşmaları yapılmışsa da birçok şey gibi sonradan bu da unutulup gitmiştir.
Hz Mevlana'nın tasavvufunda gaye aşktır. Hz Mevlana, ruhi olgunlaşmayı ve ahlak kaidelerinin en yücelerine ulaşmayı hedefler. Mevlevilik'te ruhi tezahür sayılan şiir, musıki ve diğer güzel sanatlar insanı kötülükten uzaklaştırıp ilahi amaca yaklaştıracak amaçlar olarak görülmüştür. Bu yüzden Mevlevilik müntesipleri arasında, ince zevk sahibi insanlar bulunur. Bu eserde kendilerinden bahsedilen birçok Mevlevi-meşrep şahıs da, bu ince zevkin, zarafetin, güzel ahlakın birer nümunesi gibidir. Eserin hemen hemen tamamında bu naif hava hâkimdir denebilir. Mehmed Ziya Bey de bu inceliğe sahiptir. Seyahatnamede bu zarif dilin etkisi kendisini hissettirir.
Bursa'dan Konya'ya Seyahat, Osmanlı Devleti'nin son zamanları hakkında bilgi edinebileceğimiz, güzel bir kaynaktır. Döneme içtimaî açıdan bakmak isteyen, yol hikâyelerinden hoşlanan ve seyahatname meraklıları için muhakkak görülmesi gereken bir yapıttır. Akıcı bir dille yazılmış bilgilendirici ve zevkle okunacak bir seyahatnamedir. Ziyaret ettiği şehir hakkında genel bir bilgi verdikten sonra halkın nasıl geçindiği, sosyal durum, nüfus hakkında da malumat vermiştir.