“Önsöz'de özetledikleri üzere: “Bursa, göçlerle kurulmuş bir kent.” Ve bu sayede Bursa, bu göçlerle, imparatorluğun âdeta bir minyatürü olmuş, imparatorluğun hemen her köşesinden gelen göçler sonunda çokkültürlü bir kent halini almıştır. Giriş'te Halil İnalcık göç nedenlerini sıralarken önemli bir saptamada bulunuyor: “Onları buraya ‘Anayurt'a koşuşturan şey, ortak tarih ve yaşam tarzı, kültür değil de nedir? Anadolu Türkü onları kendinden saymış, kucak açmıştır. Tarih ve kültürün etnik menşeinden çok daha güçlü bir sosyal etmen olduğunu daha iyi hangi örnek gösterebilir?”
Kitabın ana amacı, Bursa'nın göçlerle şekillenen çok kültürlü kent yapısını ortaya koymak. 93 Göçü öncesinde Bursa'ya gerçekleşen göçlerin listesine baktığımızda durum daha iyi ortaya çıkıyor: Türkmen Göçü, Ermeni Göçü, Yahudi Göçleri, Celâli Döneminde Köyden Şehre Toplu Göçler, 19.Yüzyılda Yörüklerin İskânı, Girit Göçü, Kırım Tatar Göçmenleri. Ana başlıkları okuyunca, Bursa'nın ne kadar çok göç aldığını, neden çokkültürlü bir kent diye tanımlandığını anlayacaksınız. 93 Göçmenleri, Balkan Göçmenleri (1912-1920), Mübadele Göçmenleri, 1938 Dersim Göçmenleri, 1950-1951 Bulgaristan Göçmenleri, Yugoslavya-Makedonya Kitlesel Göç (1952-1967), Bulgaristan Yakın Akraba (Serbest) Göçleri (1968-1978), 1989 Zorunlu Bulgaristan Göçleri.
Yazarlara göre, tarihi göçlerin siyasi özellikleri en önemli ortak noktaları. İmparatorluğun küçülmesinin de bu göçleri zorunlu kıldığı belirtiliyor. Hiç kuşkusuz bu gerekçe Bursa dışındaki kentler için de geçerlidir. Ancak yerleştirme açısından özellikle Bursa'nın tercih edilir olması ayrı bir araştırma konusu… Ancak göç edip yerleştikten sonra hiçbir şey hallolmuyor elbette. Örneğin; birçok kişi iklim uyuşmazlığı yüzünden ölmüş!
Kitap, Bursa'ya göçü bütün yönleriyle inceleyen, ayrıca göç kavramının yarattığı güçlükleri de ortaya koyan önemli bir çalışma. Çünkü göç her yerde aynı acıyla, aynı uyumsuzlukla, aynı acılarla gerçekleşir. Bursa'nın Göç Tarihi'ni okuduğunuzda, bütün göç tarihinin acılarını bir kent odağında öğreneceksiniz. - Doğan Hızlan
“Önsöz'de özetledikleri üzere: “Bursa, göçlerle kurulmuş bir kent.” Ve bu sayede Bursa, bu göçlerle, imparatorluğun âdeta bir minyatürü olmuş, imparatorluğun hemen her köşesinden gelen göçler sonunda çokkültürlü bir kent halini almıştır. Giriş'te Halil İnalcık göç nedenlerini sıralarken önemli bir saptamada bulunuyor: “Onları buraya ‘Anayurt'a koşuşturan şey, ortak tarih ve yaşam tarzı, kültür değil de nedir? Anadolu Türkü onları kendinden saymış, kucak açmıştır. Tarih ve kültürün etnik menşeinden çok daha güçlü bir sosyal etmen olduğunu daha iyi hangi örnek gösterebilir?”
Kitabın ana amacı, Bursa'nın göçlerle şekillenen çok kültürlü kent yapısını ortaya koymak. 93 Göçü öncesinde Bursa'ya gerçekleşen göçlerin listesine baktığımızda durum daha iyi ortaya çıkıyor: Türkmen Göçü, Ermeni Göçü, Yahudi Göçleri, Celâli Döneminde Köyden Şehre Toplu Göçler, 19.Yüzyılda Yörüklerin İskânı, Girit Göçü, Kırım Tatar Göçmenleri. Ana başlıkları okuyunca, Bursa'nın ne kadar çok göç aldığını, neden çokkültürlü bir kent diye tanımlandığını anlayacaksınız. 93 Göçmenleri, Balkan Göçmenleri (1912-1920), Mübadele Göçmenleri, 1938 Dersim Göçmenleri, 1950-1951 Bulgaristan Göçmenleri, Yugoslavya-Makedonya Kitlesel Göç (1952-1967), Bulgaristan Yakın Akraba (Serbest) Göçleri (1968-1978), 1989 Zorunlu Bulgaristan Göçleri.
Yazarlara göre, tarihi göçlerin siyasi özellikleri en önemli ortak noktaları. İmparatorluğun küçülmesinin de bu göçleri zorunlu kıldığı belirtiliyor. Hiç kuşkusuz bu gerekçe Bursa dışındaki kentler için de geçerlidir. Ancak yerleştirme açısından özellikle Bursa'nın tercih edilir olması ayrı bir araştırma konusu… Ancak göç edip yerleştikten sonra hiçbir şey hallolmuyor elbette. Örneğin; birçok kişi iklim uyuşmazlığı yüzünden ölmüş!
Kitap, Bursa'ya göçü bütün yönleriyle inceleyen, ayrıca göç kavramının yarattığı güçlükleri de ortaya koyan önemli bir çalışma. Çünkü göç her yerde aynı acıyla, aynı uyumsuzlukla, aynı acılarla gerçekleşir. Bursa'nın Göç Tarihi'ni okuduğunuzda, bütün göç tarihinin acılarını bir kent odağında öğreneceksiniz. - Doğan Hızlan