Elinizdeki kitap, bu yönüyle bir İLK. “Bütün Yönleriyle Şeyh Said Kıyamı” adlı bu iki ciltlik çalışma, 1925 Hadisesi hakkında bütüncül bir okuma yapmamızı sağladığı için, tarih ve bilim alanında müstesna bir yer edinecek özelliğe sahip. Kitap, kıyamı hem dîni, siyasî, etnik, sosyal, ekonomik, kültürel tüm yönleriyle ele alıyor, hem de öncesi / gelişimi / sonrasıyla uzun soluklu bir tarihsel yolculuğa çıkarıyor.
2 ciltlik bu eser, toplam 10 bölümden oluşuyor. Birinci bölümde, 1514 Çaldıran Savaşı'ndan 1639 Kasr-ı Şirin Antlaşması'na dek okuyucuyu bir “zaman tüneli”nden geçiriyor ve bu şekil bir yöntem izleyerek okuyucuyu “ân”a (1925'e) bellek olarak hazır hale getiriyor. Bu bölüm ayrıca, Şeyh Said'in şeceresi, dedeleri, babası ve kardeşleri hakkında detaylı, doyurucu ve bir o kadar da ilginç bilgiler bulacağınız bir muhtevaya sahip.
Kitabın “20. Yüzyıl Başında Kürtler” adlı ikinci bölümü, doğrusunu söylemek gerekirse, başlıbaşına bir kitap olarak yayınlanabilecek özellikte. Yani, “kitap içinde kitap”. Onlarca kaynak, yüzlerce bilgi ve belge taranarak adeta “kılı kırk yararak” kaleme alınan bu bölümde, 1. Dünya Savaşı öncesi ve Cumhuriyet öncesi kurulmuş olan bütün Kürt cemiyetlerini, 20. asrın ilk yarısında yayınlanmış tüm Kürt gazete ve dergilerini bulacak, 1. Dünya Savaşı'nda ve Kurtuluş Savaşı'nda Kürtler'in konumu ve rolünü hiçbir soru işaretine mahal bırakmayacak yeterlilikte takip edebileceksiniz.
Kitabın “Şeyh Said ve Kıyam Hazırlıkları” adlı üçüncü bölümü, adından anlaşılacağı üzere, Şeyh Said'in kıyam öncesi hazırlıklarını kapsıyor. Aktarılan bilgiler, ayrıca kıyamın mahiyeti ve amacını anlamamıza da yardımcı oluyor. Bu bölümde ayrıca Cumhuriyet'in kuruluşu, kuruluş felsefesi ve Lozan Antlaşması da ciddî bir biçimde etüd edilmiş.
Kitabın “Şeyh Said Kıyamı” adlı dördüncü bölümünde tamamen kıyamın seyri var. Bu bölüm, kıyamın patlak verdiği 13 Şubat günü başlıyor, Şeyh Said ve arkadaşlarının yakalandığı 15 Nisan günü bitiyor.
“İran'a Hicret ve İran Kürdistanı'nda Yaşananlar” adlı beşinci bölüm, kitabın “farklı bir coğrafyayı işleyen” tek bölümüdür. Kıyam bastırıldıktan sonra İran'a hicret eden mücahid kafilesinin İran'da neler yaşadıkları, başlarına neler geldikleri, eksiksiz ve heyecan verici bir biçimde anlatılmış. Bu bölümde ayrıca, Türkiye'de hakkında fazla bilgi sahibi olunmayan Rojhılat (İran Kürdistanı, Doğu Kürdistan) hakkında okuyucuya doyurucu ve kapsamlı bilgiler sunuluyor.
“Şeyh Said Esir İken Rehbersiz Süren Kıyam” adlı altıncı bölüm, Şeyh Said hapishanedeyken dışarıda yaşananları anlatıyor. Bu bölümde daha çok, Şeyh Şemseddîn'in Silvan'daki direnişini bulacaksınız.
“Şeyh Said'in Yargılanması ve İdamlar” adlı yedinci bölüm, Şeyh Said ve diğer kıyam rehberlerinin mâhkemedeki savunmalarından oluşuyor. Bu bölüm, toplu idamların gerçekleştiği 28 Haziran gecesinin sabahı olan 29 Haziran günü son buluyor.
“Şeyh Said Kıyamı'nın Niteliği: İthamlar ve Gerçekler” adlı sekizinci bölüm, kitabın en önemli bölümlerinden biri. Başta devletin ve resmî görüşün kendisi olmak üzere farklı çevrelerden Şeyh Said ve Kıyamı'na yönelik tüm itham, karalama, iftira ve spekülasyonlara Sediyani bu bölümde cevap veriyor. Gerçekleri ise, belge ve kanıtlarıyla gözler önüne seriyor. Sediyani bu bölümde üç konuyu masaya yatırıp irdeliyor: “Kıyamın Amacı: İslam Devleti mi, Kürdistan Devleti mi, Kürdistan İslam Devleti mi?”, “‘İngiliz Parmağı' İftirası ve Gerçekler” ve “Bediuzzaman Said-i Nursî'nin Kıyama Karşı Çıktığı İddiâları ve Gerçekler”.
“Şeyh Said Kıyamı'nın Canlı Tanıkları” adlı dokuzuncu bölümde, kıyamı bizzat yaşayan ve halen hayatta olan yaşlı insanlar konuşuyorlar. Kıyam esnasında yaşananları, neler yaşadıklarını anlatıyorlar. Devletin yaptığı zulümleri, o zulümleri bizzat yaşayan insanlardan dinleyeceğiniz bu bölümü, gözyaşlarına boğularak okuyacaksınız. Canlı tanıkların tüyler ürperten açıklamalarını dinlerken, ağlamamak mümkün değil.
“Kıyam Sonrası: 1925 – 27 Arasında Yaşanan Devlet Terörü” adlı son bölüm, kıyam sonrasını anlatıyor. Kıyam bastırıldıktan sonra bir yıl boyunca devam eden idamlar, Şark Islahat Planı, yer isimlerinin değiştirilmesi, kıyamın bilançosu,1927 yılına dek kemalist rejimin Kürdistan'da işlediği tüm katliamlar, bu bölümde. Hem de köy köy, hane hane, aile aile. 1925 – 27 arasında katliama uğrayan bütün köyler, köylerin nüfûsu, hangi köyde kaç kişinin öldürüldüğü, hepsi bu bölümde.
Şura Yayınları olarak, böylesine akademik, titiz ve ciddi bir eseri sizlere takdim etmekten manevî bir kıvanç duyuyoruz. - Şura Yayınları
Elinizdeki kitap, bu yönüyle bir İLK. “Bütün Yönleriyle Şeyh Said Kıyamı” adlı bu iki ciltlik çalışma, 1925 Hadisesi hakkında bütüncül bir okuma yapmamızı sağladığı için, tarih ve bilim alanında müstesna bir yer edinecek özelliğe sahip. Kitap, kıyamı hem dîni, siyasî, etnik, sosyal, ekonomik, kültürel tüm yönleriyle ele alıyor, hem de öncesi / gelişimi / sonrasıyla uzun soluklu bir tarihsel yolculuğa çıkarıyor.
2 ciltlik bu eser, toplam 10 bölümden oluşuyor. Birinci bölümde, 1514 Çaldıran Savaşı'ndan 1639 Kasr-ı Şirin Antlaşması'na dek okuyucuyu bir “zaman tüneli”nden geçiriyor ve bu şekil bir yöntem izleyerek okuyucuyu “ân”a (1925'e) bellek olarak hazır hale getiriyor. Bu bölüm ayrıca, Şeyh Said'in şeceresi, dedeleri, babası ve kardeşleri hakkında detaylı, doyurucu ve bir o kadar da ilginç bilgiler bulacağınız bir muhtevaya sahip.
Kitabın “20. Yüzyıl Başında Kürtler” adlı ikinci bölümü, doğrusunu söylemek gerekirse, başlıbaşına bir kitap olarak yayınlanabilecek özellikte. Yani, “kitap içinde kitap”. Onlarca kaynak, yüzlerce bilgi ve belge taranarak adeta “kılı kırk yararak” kaleme alınan bu bölümde, 1. Dünya Savaşı öncesi ve Cumhuriyet öncesi kurulmuş olan bütün Kürt cemiyetlerini, 20. asrın ilk yarısında yayınlanmış tüm Kürt gazete ve dergilerini bulacak, 1. Dünya Savaşı'nda ve Kurtuluş Savaşı'nda Kürtler'in konumu ve rolünü hiçbir soru işaretine mahal bırakmayacak yeterlilikte takip edebileceksiniz.
Kitabın “Şeyh Said ve Kıyam Hazırlıkları” adlı üçüncü bölümü, adından anlaşılacağı üzere, Şeyh Said'in kıyam öncesi hazırlıklarını kapsıyor. Aktarılan bilgiler, ayrıca kıyamın mahiyeti ve amacını anlamamıza da yardımcı oluyor. Bu bölümde ayrıca Cumhuriyet'in kuruluşu, kuruluş felsefesi ve Lozan Antlaşması da ciddî bir biçimde etüd edilmiş.
Kitabın “Şeyh Said Kıyamı” adlı dördüncü bölümünde tamamen kıyamın seyri var. Bu bölüm, kıyamın patlak verdiği 13 Şubat günü başlıyor, Şeyh Said ve arkadaşlarının yakalandığı 15 Nisan günü bitiyor.
“İran'a Hicret ve İran Kürdistanı'nda Yaşananlar” adlı beşinci bölüm, kitabın “farklı bir coğrafyayı işleyen” tek bölümüdür. Kıyam bastırıldıktan sonra İran'a hicret eden mücahid kafilesinin İran'da neler yaşadıkları, başlarına neler geldikleri, eksiksiz ve heyecan verici bir biçimde anlatılmış. Bu bölümde ayrıca, Türkiye'de hakkında fazla bilgi sahibi olunmayan Rojhılat (İran Kürdistanı, Doğu Kürdistan) hakkında okuyucuya doyurucu ve kapsamlı bilgiler sunuluyor.
“Şeyh Said Esir İken Rehbersiz Süren Kıyam” adlı altıncı bölüm, Şeyh Said hapishanedeyken dışarıda yaşananları anlatıyor. Bu bölümde daha çok, Şeyh Şemseddîn'in Silvan'daki direnişini bulacaksınız.
“Şeyh Said'in Yargılanması ve İdamlar” adlı yedinci bölüm, Şeyh Said ve diğer kıyam rehberlerinin mâhkemedeki savunmalarından oluşuyor. Bu bölüm, toplu idamların gerçekleştiği 28 Haziran gecesinin sabahı olan 29 Haziran günü son buluyor.
“Şeyh Said Kıyamı'nın Niteliği: İthamlar ve Gerçekler” adlı sekizinci bölüm, kitabın en önemli bölümlerinden biri. Başta devletin ve resmî görüşün kendisi olmak üzere farklı çevrelerden Şeyh Said ve Kıyamı'na yönelik tüm itham, karalama, iftira ve spekülasyonlara Sediyani bu bölümde cevap veriyor. Gerçekleri ise, belge ve kanıtlarıyla gözler önüne seriyor. Sediyani bu bölümde üç konuyu masaya yatırıp irdeliyor: “Kıyamın Amacı: İslam Devleti mi, Kürdistan Devleti mi, Kürdistan İslam Devleti mi?”, “‘İngiliz Parmağı' İftirası ve Gerçekler” ve “Bediuzzaman Said-i Nursî'nin Kıyama Karşı Çıktığı İddiâları ve Gerçekler”.
“Şeyh Said Kıyamı'nın Canlı Tanıkları” adlı dokuzuncu bölümde, kıyamı bizzat yaşayan ve halen hayatta olan yaşlı insanlar konuşuyorlar. Kıyam esnasında yaşananları, neler yaşadıklarını anlatıyorlar. Devletin yaptığı zulümleri, o zulümleri bizzat yaşayan insanlardan dinleyeceğiniz bu bölümü, gözyaşlarına boğularak okuyacaksınız. Canlı tanıkların tüyler ürperten açıklamalarını dinlerken, ağlamamak mümkün değil.
“Kıyam Sonrası: 1925 – 27 Arasında Yaşanan Devlet Terörü” adlı son bölüm, kıyam sonrasını anlatıyor. Kıyam bastırıldıktan sonra bir yıl boyunca devam eden idamlar, Şark Islahat Planı, yer isimlerinin değiştirilmesi, kıyamın bilançosu,1927 yılına dek kemalist rejimin Kürdistan'da işlediği tüm katliamlar, bu bölümde. Hem de köy köy, hane hane, aile aile. 1925 – 27 arasında katliama uğrayan bütün köyler, köylerin nüfûsu, hangi köyde kaç kişinin öldürüldüğü, hepsi bu bölümde.
Şura Yayınları olarak, böylesine akademik, titiz ve ciddi bir eseri sizlere takdim etmekten manevî bir kıvanç duyuyoruz. - Şura Yayınları