Büyük Vazifeli Mustafa Kemal Atatürk'ün bu halkın içinden çıkması ve eşi benzeri görülmemiş bir mücadele ile büyük bir realite değişimi ve dönüşümü meydana getirmesi kesinlikle rastlantı değildir, O da bu misyonun bir parçasıdır.
Anadolu halkı olarak dünya insanlarına örnek olacak şekilde bir realite değişimini gösterebilecek liyakati elde etmek zorundayız. Örnek olacağımız husus maddeden değil, ruhtan kaynaklanan bir kudretin nelere kâdir olduğunu göstermektir.
Ruhsal Rehberler, Dünya'nın tekâmül düzenini ve gidişini, Tanrı Yasaları gereği, iradeleri ile yönlendiren Varlık planları, Öncü Hizmet Erlerini tam kadro enkarne etmiş ve etmeye devam etmektedir. Her yeni realiteden önce olması gerekenler gene olmaktadır. Her şey iptal edildikten sonra yeni nizam her şeye hâkim olacaktır.
Değişimin hızı bir tempo ile kendini dünyanın her yerinde göstermesi ve her türlü tatminsizliğin her yanı sararak genel bir bunalım içinde uyanmaya hazırlık yapmakta olan insanlığın tasvir etmeye çalıştığı manzara, üstün realitelerin Dünya Realitesini değiştirmekte olduğunu açıkça ifade etmektedir. Üstün Realitenin bilgisiyle doğan "yeni nesil" dünyanın her yerinde, bulundukları çevrenin şartlarına uyum sağlayarak, harekete geçme gününü, "ruhsal cesareti" açıkça ortaya koyma eylemini yerine getirme zamanını bilerek beklemektedirler. Müthiş bir kadro, saf ve masum arayış ve özlemler içinde "yerin ve zamanın" olgunlaşmasını bekliyorlar. Bekleyelim ve görelim. Yukarısı sabredenlerin yanındadır.
Enstitü Yayınları'ndan yayınlanan Ergün Arıkdal'ın bu çok özel eseri ile okuyucuları buluşmakta.
ÖNSÖZ'DEN
Devre sonunun, yani ahir zamanın en belirgin özelliği “ayakların baş, başların da ayak” olmasıdır. Her şey tersyüz olmuş, maneviyat ile maddiyat birbirine karışmış, kendisini her yerde gösteren dejenerasyon yani yozlaşma maddi manevi her alanda en güvenilir kurumları dahi sinsice içeriden teslim almıştır.
Dünya okulunun bu son döneminde, ancak “uyanabilecek durumda olanlar için” müfredata eklenen SON DERS başlamak üzeredir (Başlamıştır). Bu son dersin ‘Birleşik Anadolu Halkı'nın yurdu olan ‘Türkiye'de başlaması rastlantı olmayıp, kökeni binyıllar öncesine dayanan devresel bir tamamlanma olduğu bilinmelidir. Farkında olalım veya olmayalım art arda üç büyük varlığın Anadolu'da doğmasının, Anadolu Halkı'nın birçok mucize ile bu günlere gelmesinin bizlerin henüz bilmediğimiz nedenleri olduğu aşikârdır. Bu son dersten öğrenilecek bilgilerin yeryüzü insanını daha ileri düzeyli idraklere ulaştıracağı, Yukarının da kapanmamış defterleri kapatacağı ve bitmemiş bazı işlerin de bitmesini sağlayacağı bellidir. Başın ve sonun mimarları olan plansal varlıklar, üzerlerinde nice karlar eritip şifalı pınarlara dönüştüren ulu dağlar gibi dimdik ayakta ve görevlerinin başındadırlar.
Elinizdeki bu kitap, Üstat Ergün Arıkdal'ın çeşitli konferans, makale ve radyo konuşmalarından derlenerek hazırlanmıştır.
Çok önemli değişimlerin eşiğinde olduğumuz bu dönemde, Üstat Ergün Arıkdal'ın yıllar önce açık ve duru bir şekilde ifade etmiş olduğu bu yüksek bilgi ve sezgi ürünü olan uyarıcı ve uyandırıcı bilgileri okuyucularımızla paylaşabiliyor olmak bizlere tarifi imkânsız bir mutluluk vermektedir.
Bu kitabın derlenmesinden basımına kadar geçen süreçlerde emeği geçen, destek veren, isminin burada zikredilmesini isteyen veya istemeyen tüm vazife dostlarına gönül dolusu şükranlarımızı sunuyoruz. - Tarık Arıkdal
Büyük Vazifeli Mustafa Kemal Atatürk'ün bu halkın içinden çıkması ve eşi benzeri görülmemiş bir mücadele ile büyük bir realite değişimi ve dönüşümü meydana getirmesi kesinlikle rastlantı değildir, O da bu misyonun bir parçasıdır.
Anadolu halkı olarak dünya insanlarına örnek olacak şekilde bir realite değişimini gösterebilecek liyakati elde etmek zorundayız. Örnek olacağımız husus maddeden değil, ruhtan kaynaklanan bir kudretin nelere kâdir olduğunu göstermektir.
Ruhsal Rehberler, Dünya'nın tekâmül düzenini ve gidişini, Tanrı Yasaları gereği, iradeleri ile yönlendiren Varlık planları, Öncü Hizmet Erlerini tam kadro enkarne etmiş ve etmeye devam etmektedir. Her yeni realiteden önce olması gerekenler gene olmaktadır. Her şey iptal edildikten sonra yeni nizam her şeye hâkim olacaktır.
Değişimin hızı bir tempo ile kendini dünyanın her yerinde göstermesi ve her türlü tatminsizliğin her yanı sararak genel bir bunalım içinde uyanmaya hazırlık yapmakta olan insanlığın tasvir etmeye çalıştığı manzara, üstün realitelerin Dünya Realitesini değiştirmekte olduğunu açıkça ifade etmektedir. Üstün Realitenin bilgisiyle doğan "yeni nesil" dünyanın her yerinde, bulundukları çevrenin şartlarına uyum sağlayarak, harekete geçme gününü, "ruhsal cesareti" açıkça ortaya koyma eylemini yerine getirme zamanını bilerek beklemektedirler. Müthiş bir kadro, saf ve masum arayış ve özlemler içinde "yerin ve zamanın" olgunlaşmasını bekliyorlar. Bekleyelim ve görelim. Yukarısı sabredenlerin yanındadır.
Enstitü Yayınları'ndan yayınlanan Ergün Arıkdal'ın bu çok özel eseri ile okuyucuları buluşmakta.
ÖNSÖZ'DEN
Devre sonunun, yani ahir zamanın en belirgin özelliği “ayakların baş, başların da ayak” olmasıdır. Her şey tersyüz olmuş, maneviyat ile maddiyat birbirine karışmış, kendisini her yerde gösteren dejenerasyon yani yozlaşma maddi manevi her alanda en güvenilir kurumları dahi sinsice içeriden teslim almıştır.
Dünya okulunun bu son döneminde, ancak “uyanabilecek durumda olanlar için” müfredata eklenen SON DERS başlamak üzeredir (Başlamıştır). Bu son dersin ‘Birleşik Anadolu Halkı'nın yurdu olan ‘Türkiye'de başlaması rastlantı olmayıp, kökeni binyıllar öncesine dayanan devresel bir tamamlanma olduğu bilinmelidir. Farkında olalım veya olmayalım art arda üç büyük varlığın Anadolu'da doğmasının, Anadolu Halkı'nın birçok mucize ile bu günlere gelmesinin bizlerin henüz bilmediğimiz nedenleri olduğu aşikârdır. Bu son dersten öğrenilecek bilgilerin yeryüzü insanını daha ileri düzeyli idraklere ulaştıracağı, Yukarının da kapanmamış defterleri kapatacağı ve bitmemiş bazı işlerin de bitmesini sağlayacağı bellidir. Başın ve sonun mimarları olan plansal varlıklar, üzerlerinde nice karlar eritip şifalı pınarlara dönüştüren ulu dağlar gibi dimdik ayakta ve görevlerinin başındadırlar.
Elinizdeki bu kitap, Üstat Ergün Arıkdal'ın çeşitli konferans, makale ve radyo konuşmalarından derlenerek hazırlanmıştır.
Çok önemli değişimlerin eşiğinde olduğumuz bu dönemde, Üstat Ergün Arıkdal'ın yıllar önce açık ve duru bir şekilde ifade etmiş olduğu bu yüksek bilgi ve sezgi ürünü olan uyarıcı ve uyandırıcı bilgileri okuyucularımızla paylaşabiliyor olmak bizlere tarifi imkânsız bir mutluluk vermektedir.
Bu kitabın derlenmesinden basımına kadar geçen süreçlerde emeği geçen, destek veren, isminin burada zikredilmesini isteyen veya istemeyen tüm vazife dostlarına gönül dolusu şükranlarımızı sunuyoruz. - Tarık Arıkdal