#smrgKİTABEVİ Büyük Deniz Köpürüyor - 2023
Editör:
Bilal Acarözmen
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6052652831
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
13x20
Sayfa Sayısı:
120
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
68,00
Havale/EFT ile:
65,96
Siparişiniz 3&6 iş günü arasında kargoda
1199219352
605996
https://www.simurgkitabevi.com/buyuk-deniz-kopuruyor-2023
Büyük Deniz Köpürüyor - 2023 #smrgKİTABEVİ
68.00
Duran Emre Kanacı, incelikli bir dil işçiliğiyle kurduğu ilk kitabı Yapı ve Yasa'dan sonra bu kez bir romanla, Büyük Deniz Köpürüyor'la selamlıyor okuru.
Akdeniz – suları tarih boyunca kıymetli, kıyıları zengin ve bir o kadar da kanlı; içine sayısız kadim hikâyenin salındığı Büyük Deniz. Kanacı, günümüzde Akdeniz'in doğusundaki savaşlarda doğup büyüyen, büyümeden yitip giden çocukluğun, tahrip edilen doğanın ve mimarinin izini tarihten, Tunç Çağı'ndan bir hikâyeyle sürüyor. İşgalci bir düşmanın yakıp kül ettiği yuvasını terk eden Nepis Ael'in hikâyesiyle. Bugünün karanlığına da Arap şiiriyle dokunuyor, “kelimelerin bütün diktatörlükleri ürküten müthiş bir gücü olduğuna” inanarak.
“Tanrıların korumayı seçmediği; düşmanın yıktığı Ugarit duvarlarının altında sıkışıp kalan, yumuşak etleri düşmanın salladığı kılıçların ucunda biten kadınları düşündü ve anladı ki dünya çok zaman geçmeden başlarına yıkılıp kalacaktı. Zira bu denli kıyımlara birer ikişer dayanacak insan çıkardı elbette, işte annesi, belki geçmişte kız kardeşleri addettiği Anat rahibelerince yerlerde sürüklenirken yine de ne denli mağrur idi fakat bu dünyanın, en zarif tanrıların ellerinde dokunmuş yapısı kaba ellerce muhakkak sökülüp atılacaktı.”
Akdeniz – suları tarih boyunca kıymetli, kıyıları zengin ve bir o kadar da kanlı; içine sayısız kadim hikâyenin salındığı Büyük Deniz. Kanacı, günümüzde Akdeniz'in doğusundaki savaşlarda doğup büyüyen, büyümeden yitip giden çocukluğun, tahrip edilen doğanın ve mimarinin izini tarihten, Tunç Çağı'ndan bir hikâyeyle sürüyor. İşgalci bir düşmanın yakıp kül ettiği yuvasını terk eden Nepis Ael'in hikâyesiyle. Bugünün karanlığına da Arap şiiriyle dokunuyor, “kelimelerin bütün diktatörlükleri ürküten müthiş bir gücü olduğuna” inanarak.
“Tanrıların korumayı seçmediği; düşmanın yıktığı Ugarit duvarlarının altında sıkışıp kalan, yumuşak etleri düşmanın salladığı kılıçların ucunda biten kadınları düşündü ve anladı ki dünya çok zaman geçmeden başlarına yıkılıp kalacaktı. Zira bu denli kıyımlara birer ikişer dayanacak insan çıkardı elbette, işte annesi, belki geçmişte kız kardeşleri addettiği Anat rahibelerince yerlerde sürüklenirken yine de ne denli mağrur idi fakat bu dünyanın, en zarif tanrıların ellerinde dokunmuş yapısı kaba ellerce muhakkak sökülüp atılacaktı.”
Duran Emre Kanacı, incelikli bir dil işçiliğiyle kurduğu ilk kitabı Yapı ve Yasa'dan sonra bu kez bir romanla, Büyük Deniz Köpürüyor'la selamlıyor okuru.
Akdeniz – suları tarih boyunca kıymetli, kıyıları zengin ve bir o kadar da kanlı; içine sayısız kadim hikâyenin salındığı Büyük Deniz. Kanacı, günümüzde Akdeniz'in doğusundaki savaşlarda doğup büyüyen, büyümeden yitip giden çocukluğun, tahrip edilen doğanın ve mimarinin izini tarihten, Tunç Çağı'ndan bir hikâyeyle sürüyor. İşgalci bir düşmanın yakıp kül ettiği yuvasını terk eden Nepis Ael'in hikâyesiyle. Bugünün karanlığına da Arap şiiriyle dokunuyor, “kelimelerin bütün diktatörlükleri ürküten müthiş bir gücü olduğuna” inanarak.
“Tanrıların korumayı seçmediği; düşmanın yıktığı Ugarit duvarlarının altında sıkışıp kalan, yumuşak etleri düşmanın salladığı kılıçların ucunda biten kadınları düşündü ve anladı ki dünya çok zaman geçmeden başlarına yıkılıp kalacaktı. Zira bu denli kıyımlara birer ikişer dayanacak insan çıkardı elbette, işte annesi, belki geçmişte kız kardeşleri addettiği Anat rahibelerince yerlerde sürüklenirken yine de ne denli mağrur idi fakat bu dünyanın, en zarif tanrıların ellerinde dokunmuş yapısı kaba ellerce muhakkak sökülüp atılacaktı.”
Akdeniz – suları tarih boyunca kıymetli, kıyıları zengin ve bir o kadar da kanlı; içine sayısız kadim hikâyenin salındığı Büyük Deniz. Kanacı, günümüzde Akdeniz'in doğusundaki savaşlarda doğup büyüyen, büyümeden yitip giden çocukluğun, tahrip edilen doğanın ve mimarinin izini tarihten, Tunç Çağı'ndan bir hikâyeyle sürüyor. İşgalci bir düşmanın yakıp kül ettiği yuvasını terk eden Nepis Ael'in hikâyesiyle. Bugünün karanlığına da Arap şiiriyle dokunuyor, “kelimelerin bütün diktatörlükleri ürküten müthiş bir gücü olduğuna” inanarak.
“Tanrıların korumayı seçmediği; düşmanın yıktığı Ugarit duvarlarının altında sıkışıp kalan, yumuşak etleri düşmanın salladığı kılıçların ucunda biten kadınları düşündü ve anladı ki dünya çok zaman geçmeden başlarına yıkılıp kalacaktı. Zira bu denli kıyımlara birer ikişer dayanacak insan çıkardı elbette, işte annesi, belki geçmişte kız kardeşleri addettiği Anat rahibelerince yerlerde sürüklenirken yine de ne denli mağrur idi fakat bu dünyanın, en zarif tanrıların ellerinde dokunmuş yapısı kaba ellerce muhakkak sökülüp atılacaktı.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.