Eser, bir yandan Türk düşüncesi alanında birinci elden hatıralara ve gözlemlere yer verirken bir yandan da düşünce hayatımızı şekillendiren simaları unutulan veya dikkatlerden kaçan boyutlarıyla yeniden entelektüel gündemimize davet ediyor.
Çalışma bu hâliyle Çağdaş Türk Düşüncesi alanında önemli bir boşluğu dolduracaktır. Zira daha önce kurulmamış ve gösterilmemiş olan ilişkileri hatıralar yardımıyla sergilemekte ve bugün akademik hayatta giderek zayıflayan usta-çırak ilişkisinin önemini vurgulamakta ve somut örnekler üzerinden betimlemektedir. Bu bağlamda yazarın Hilmi Ziya Ülken'in talebesi olması, onunla istişare ederek Mehmet İzzet'e yönelmesi, bu örnek düşünürümüzü yurt dışında tanıtması; Samiha Ayverdi ile tanışarak hayatına ve çalışmalarına yeni bir anlam yüklemesi ve Türk düşüncesinin kurumsallaşma çabaları, Türk Felsefe Cemiyeti, Ziya Gökalp ve Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu üzerinden okuyucunun ilgisine ve beğenisine sunulmaktadır.
Eser, bir yandan Türk düşüncesi alanında birinci elden hatıralara ve gözlemlere yer verirken bir yandan da düşünce hayatımızı şekillendiren simaları unutulan veya dikkatlerden kaçan boyutlarıyla yeniden entelektüel gündemimize davet ediyor.
Çalışma bu hâliyle Çağdaş Türk Düşüncesi alanında önemli bir boşluğu dolduracaktır. Zira daha önce kurulmamış ve gösterilmemiş olan ilişkileri hatıralar yardımıyla sergilemekte ve bugün akademik hayatta giderek zayıflayan usta-çırak ilişkisinin önemini vurgulamakta ve somut örnekler üzerinden betimlemektedir. Bu bağlamda yazarın Hilmi Ziya Ülken'in talebesi olması, onunla istişare ederek Mehmet İzzet'e yönelmesi, bu örnek düşünürümüzü yurt dışında tanıtması; Samiha Ayverdi ile tanışarak hayatına ve çalışmalarına yeni bir anlam yüklemesi ve Türk düşüncesinin kurumsallaşma çabaları, Türk Felsefe Cemiyeti, Ziya Gökalp ve Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu üzerinden okuyucunun ilgisine ve beğenisine sunulmaktadır.