#smrgKİTABEVİ Çağlardan Örneklerle Sanat Yazıları I - 2025

Editör:
Zehra Aslan, Burak Gani Erol, Eyüp Kul
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6253880958
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199235187
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
416
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
132,30
Havale/EFT ile: 127,89
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199235187
622140
Çağlardan Örneklerle Sanat Yazıları I -        2025
Çağlardan Örneklerle Sanat Yazıları I - 2025 #smrgKİTABEVİ
132.30
Tarih boyunca bütün milletler için sanat, bakanların gözünde saygı ve hayranlık uyandırma gücüne sahip olmuştur. Türkler yaşadıkları coğrafyanın tesiriyle tesis ettikleri sanat anlayışını, İslam dinini benimsemelerinin ardından birtakım değişikliklerle, kurdukları devletlerde de sürdürdüler. Türk-İslam devletlerinin saraylarında cariyeler vasıtasıyla icra edilen müzik ve dans ile süslenmiş bir eğlence hayatı, toplumun her kesimine hitap eden gölge oyunları Orta Çağ sanat anlayışının mümtaz örnekleri olarak karşımıza çıkar. Cariye şarkıcıların saraydaki debdebe dolu yaşamları, sanatlarındaki enginlik ve ulaştıkları popülarite günümüz sanatçıları tarafından dahi gıpta edilecek düzeydeydi. Memlükler dönemi ise bahsedilen sanatların zirveye ulaştığı dönemdir. Osmanlı Devleti ile birlikte bu sanat anlayışı, geniş bir sahaya yayılmış ve hat, minyatür, çini, ebru gibi görsel sanatların yanında şiir, musiki ve mimaride de Türk-İslam sanatının güzide örnekleri verilmiştir.

Elbette İslam sanatı, farklı coğrafyaların tesiri altında gelişim gösterdiği gibi batı merkezli sanat anlayışından da etkilenmiştir. Avrupa'ya giden elçilerin sefaretnameleri sayesinde on yedinci yüzyılda haberdar olunan Batı tarzı sanatın Osmanlı ülkesine getirtilmesi yönünde birtakım teşebbüslere girilmişse de asıl etki, Lale Devri'nden itibaren görülmeye başlamıştır. Padişahların ilgisine de bağlı olarak bu dönemle birlikte gelenekseli, bir taraftan besleyip diğer taraftan da yavaş yavaş dönüştürecek olan yeni bir sanat anlayışının doğuşuna zemin hazırlanmıştır. On sekizinci yüzyılın sonlarından on dokuzuncu yüzyılın ilk yarısına kadar Osmanlı Devleti'nde modern sanat; tiyatro, opera ve müzik türleriyle varlığını kabul ettirip yaygınlaşırken, yönetimin de desteğiyle Tanzimat ve Meşrutiyet dönemiyle birlikte bu sanatları besleyip icra eden yazar ve sanatçıların yetişeceği ortam ortaya çıkmıştır. Türkiye'de modern sanatların, kurumsallaşmayla birlikte profesyonel bir anlayışa kavuşturulduğu Cumhuriyet döneminde sanat, sadece bir eğlence anlayışı olmaktan çıkartılarak devletin ideolojisini de besleyen halkı eğitmede bir araç olarak görülüp desteklenmiştir.

Kendi alanlarında uzman on iki yazarın sanat yazılarından oluşan bu eserde; Orta Çağ'dan günümüze kadarki süreçte Türk-İslam sanatında yaşanan değişim ve dönüşümler ele alınmış, tarihi süreç içerisinde geleneksel ile modern sanatın yolculuğuna değinilmiştir.

Tarih boyunca bütün milletler için sanat, bakanların gözünde saygı ve hayranlık uyandırma gücüne sahip olmuştur. Türkler yaşadıkları coğrafyanın tesiriyle tesis ettikleri sanat anlayışını, İslam dinini benimsemelerinin ardından birtakım değişikliklerle, kurdukları devletlerde de sürdürdüler. Türk-İslam devletlerinin saraylarında cariyeler vasıtasıyla icra edilen müzik ve dans ile süslenmiş bir eğlence hayatı, toplumun her kesimine hitap eden gölge oyunları Orta Çağ sanat anlayışının mümtaz örnekleri olarak karşımıza çıkar. Cariye şarkıcıların saraydaki debdebe dolu yaşamları, sanatlarındaki enginlik ve ulaştıkları popülarite günümüz sanatçıları tarafından dahi gıpta edilecek düzeydeydi. Memlükler dönemi ise bahsedilen sanatların zirveye ulaştığı dönemdir. Osmanlı Devleti ile birlikte bu sanat anlayışı, geniş bir sahaya yayılmış ve hat, minyatür, çini, ebru gibi görsel sanatların yanında şiir, musiki ve mimaride de Türk-İslam sanatının güzide örnekleri verilmiştir.

Elbette İslam sanatı, farklı coğrafyaların tesiri altında gelişim gösterdiği gibi batı merkezli sanat anlayışından da etkilenmiştir. Avrupa'ya giden elçilerin sefaretnameleri sayesinde on yedinci yüzyılda haberdar olunan Batı tarzı sanatın Osmanlı ülkesine getirtilmesi yönünde birtakım teşebbüslere girilmişse de asıl etki, Lale Devri'nden itibaren görülmeye başlamıştır. Padişahların ilgisine de bağlı olarak bu dönemle birlikte gelenekseli, bir taraftan besleyip diğer taraftan da yavaş yavaş dönüştürecek olan yeni bir sanat anlayışının doğuşuna zemin hazırlanmıştır. On sekizinci yüzyılın sonlarından on dokuzuncu yüzyılın ilk yarısına kadar Osmanlı Devleti'nde modern sanat; tiyatro, opera ve müzik türleriyle varlığını kabul ettirip yaygınlaşırken, yönetimin de desteğiyle Tanzimat ve Meşrutiyet dönemiyle birlikte bu sanatları besleyip icra eden yazar ve sanatçıların yetişeceği ortam ortaya çıkmıştır. Türkiye'de modern sanatların, kurumsallaşmayla birlikte profesyonel bir anlayışa kavuşturulduğu Cumhuriyet döneminde sanat, sadece bir eğlence anlayışı olmaktan çıkartılarak devletin ideolojisini de besleyen halkı eğitmede bir araç olarak görülüp desteklenmiştir.

Kendi alanlarında uzman on iki yazarın sanat yazılarından oluşan bu eserde; Orta Çağ'dan günümüze kadarki süreçte Türk-İslam sanatında yaşanan değişim ve dönüşümler ele alınmış, tarihi süreç içerisinde geleneksel ile modern sanatın yolculuğuna değinilmiştir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat