#smrgKİTABEVİ Çakır Zamanlar - 2025

Editör:
Bilal Acarözmen
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6052655283
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199236704
Boyut:
13x19
Sayfa Sayısı:
112
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
105,00
Havale/EFT ile: 100,81
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199236704
623715
Çakır Zamanlar -        2025
Çakır Zamanlar - 2025 #smrgKİTABEVİ
105.00
Ödüllü oyuncu ve yazar Nilüfer Açıkalın'dan “büyü bozan”, ânı dörtnala ölümsüz kılan bir öykü kitabı: Çakır Zamanlar.
Kırıkları yamayan, sabrı göğüsleyen, kendiyle bir barışık bir küskün, hep ayakta – her an tetikte... Açıkalın; hem özgür ve yıkılmaz hem de kırılgan ve kurtuluşu arayan çoksesli öykülerini bir araya getiriyor Çakır Zamanlar'da. Kaleminin durduğu en kaba uçları yontarak aşınmaz düş surlarına gedikler açıyor. Kanatlı atlara, bildiğimiz masalların ardına, zamanın karanlık odasında asılı kalanlara, tanıdıklara-yabancılara, tertemiz gecelere ortak ediyor okuru. Farkında bir avarelikle, gölgelerin peşinde...

“Buzun bardaktaki rakıya düşme sesi, martının denizden balığı kapma sesiyle aynı.
Nerede kalmıştık, daha doğrusu nereden geldik buraya?
Aynadan kaçıyordum, izmaritte uzayan kül gibiydim evde, köprü altına düşürdüm yolumu, İstanbul'u da kül tablası yaptım kendime.”
Ödüllü oyuncu ve yazar Nilüfer Açıkalın'dan “büyü bozan”, ânı dörtnala ölümsüz kılan bir öykü kitabı: Çakır Zamanlar.
Kırıkları yamayan, sabrı göğüsleyen, kendiyle bir barışık bir küskün, hep ayakta – her an tetikte... Açıkalın; hem özgür ve yıkılmaz hem de kırılgan ve kurtuluşu arayan çoksesli öykülerini bir araya getiriyor Çakır Zamanlar'da. Kaleminin durduğu en kaba uçları yontarak aşınmaz düş surlarına gedikler açıyor. Kanatlı atlara, bildiğimiz masalların ardına, zamanın karanlık odasında asılı kalanlara, tanıdıklara-yabancılara, tertemiz gecelere ortak ediyor okuru. Farkında bir avarelikle, gölgelerin peşinde...

“Buzun bardaktaki rakıya düşme sesi, martının denizden balığı kapma sesiyle aynı.
Nerede kalmıştık, daha doğrusu nereden geldik buraya?
Aynadan kaçıyordum, izmaritte uzayan kül gibiydim evde, köprü altına düşürdüm yolumu, İstanbul'u da kül tablası yaptım kendime.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat