#smrgKİTABEVİ Çanakkale 18 Mart 1915: Yeni Mecmûa'nın Nüsha-i Fevkalâdesi - 2006
1918 yılının ilk yarısında Birinci Dünya Savaşı devam ediyor, Yeni Mecmûa da ulusal bir söylemle yayınlarını sürdürüyordu ve o yıl Çanakkale Savaşı'nın 3. yıldönümüydü. Savaşın sonu iyi görünmüyor, ülke bir 'bilinmeze' doğru sürükleniyordu.
İşte böyle bir dönemde tarihin en görkemli savunmalarından birini 'özel sayı' ile anmanın yerinde olacağı düşünülmüş ve elinizdeki bu sayı hazırlanmıştı.
Murat Çulcu'nun titizlikle hazırlayıp, ayrıntılı bir 'sunuş'la, dönemi, dergiyi ve Ziya Gökalp'i anlattığı yazısı açıklayıcı bir özellik içeriyor.
Yeni Mecmûa'nın Nüsha-i Fevkalâdesi'nde yer alan tüm makaleler ve edebi yazılar ana hatları itibariyle Ziya Gökalp'in "Türkleşmek - İslâmlaşmak - Muasırlaşmak" düşüncesiyle uygunluk taşıyordu. Sayısı 75'i bulan yorum, anı, söyleşi, inceleme, hikâye, şiir vb. yazıların yer aldığı dergide en dikkati çekici bölümlerden birisi de Rûşen Eşref Bey'in Mustafa Kemal Paşa ile yaptığı söyleşidir. Bu zor günlerde toplumun beklediği güçlü, kurtarıcı ve önder; Fevkalâde Nüsha'nın sayfaları arasından tüm İmparatorluk coğrafyasına ve dünyaya haykırıyor: "Ben buradayım ve zamanımı bekliyorum."
Bu güçlü adam o zamana kadar fazla öne çıkmaya çalışmayan; verilen görevleri hakkıyla yapan bir konumdan 'müthiş zamanlamacılığı'yla tarih sahnesinin önüne çıkıyor.
Bu çok değerli tarihsel belgeyi yeni harflerle ilk kez sunmuş olmayı tarihsel bir görev ve sorumluluğumuzun gereği olarak görüyoruz.
1918 yılının ilk yarısında Birinci Dünya Savaşı devam ediyor, Yeni Mecmûa da ulusal bir söylemle yayınlarını sürdürüyordu ve o yıl Çanakkale Savaşı'nın 3. yıldönümüydü. Savaşın sonu iyi görünmüyor, ülke bir 'bilinmeze' doğru sürükleniyordu.
İşte böyle bir dönemde tarihin en görkemli savunmalarından birini 'özel sayı' ile anmanın yerinde olacağı düşünülmüş ve elinizdeki bu sayı hazırlanmıştı.
Murat Çulcu'nun titizlikle hazırlayıp, ayrıntılı bir 'sunuş'la, dönemi, dergiyi ve Ziya Gökalp'i anlattığı yazısı açıklayıcı bir özellik içeriyor.
Yeni Mecmûa'nın Nüsha-i Fevkalâdesi'nde yer alan tüm makaleler ve edebi yazılar ana hatları itibariyle Ziya Gökalp'in "Türkleşmek - İslâmlaşmak - Muasırlaşmak" düşüncesiyle uygunluk taşıyordu. Sayısı 75'i bulan yorum, anı, söyleşi, inceleme, hikâye, şiir vb. yazıların yer aldığı dergide en dikkati çekici bölümlerden birisi de Rûşen Eşref Bey'in Mustafa Kemal Paşa ile yaptığı söyleşidir. Bu zor günlerde toplumun beklediği güçlü, kurtarıcı ve önder; Fevkalâde Nüsha'nın sayfaları arasından tüm İmparatorluk coğrafyasına ve dünyaya haykırıyor: "Ben buradayım ve zamanımı bekliyorum."
Bu güçlü adam o zamana kadar fazla öne çıkmaya çalışmayan; verilen görevleri hakkıyla yapan bir konumdan 'müthiş zamanlamacılığı'yla tarih sahnesinin önüne çıkıyor.
Bu çok değerli tarihsel belgeyi yeni harflerle ilk kez sunmuş olmayı tarihsel bir görev ve sorumluluğumuzun gereği olarak görüyoruz.