#smrgKİTABEVİ Çarlık Dumasında Bolşevikler - 2024
Ekim Devrimi'ni örgütleyecek olan Bolşeviklerin, Çarlık rejiminin temel kurumlarından biri olan Duma seçimlerine katılmaları ve Duma'ya temsilci göndermeleri ilk bakışta bir çelişki gibi görünebilir. Ama Bolşevikler Duma'daki faaliyetleri başlı başına bir amaç olarak görmüyor, tam tersine işçi sınıfı hareketinin öncüsü olan partinin faaliyetlerinin bir parçası olarak ele alıyorlardı. Bolşevikler Duma'yı çürümüş Çarlık rejimini teşhir etmenin ve işçi sınıfı hareketini güçlendirmenin bir aracı olarak kullandılar.
Çarlık Duması'nda Bolşevikler, 1912 yılında Duma'ya seçilmelerinden 1914 yılında savaşın başlamasından birkaç ay sonra Sibirya'ya sürgüne gönderilmelerine kadarki süreçte Bolşevik vekillerin faaliyetlerini anlatıyor. Kitabın yazarı A. Y. Badayev, bu altı Bolşevikten biri.
Badayev'in kitabının önemi, yalnızca Duma deneyimine
ilişkin zengin dersler içermesinde değil, aynı zamanda Çarlık rejiminin çürümesini ve onu alaşağı edecek olan işçi sınıfı hareketinin gelişimini olanca çıplaklığıyla yansıtmasında, “gideni ve gelmekte olanı” anlatmasında yatıyor.
Ekim Devrimi'ni örgütleyecek olan Bolşeviklerin, Çarlık rejiminin temel kurumlarından biri olan Duma seçimlerine katılmaları ve Duma'ya temsilci göndermeleri ilk bakışta bir çelişki gibi görünebilir. Ama Bolşevikler Duma'daki faaliyetleri başlı başına bir amaç olarak görmüyor, tam tersine işçi sınıfı hareketinin öncüsü olan partinin faaliyetlerinin bir parçası olarak ele alıyorlardı. Bolşevikler Duma'yı çürümüş Çarlık rejimini teşhir etmenin ve işçi sınıfı hareketini güçlendirmenin bir aracı olarak kullandılar.
Çarlık Duması'nda Bolşevikler, 1912 yılında Duma'ya seçilmelerinden 1914 yılında savaşın başlamasından birkaç ay sonra Sibirya'ya sürgüne gönderilmelerine kadarki süreçte Bolşevik vekillerin faaliyetlerini anlatıyor. Kitabın yazarı A. Y. Badayev, bu altı Bolşevikten biri.
Badayev'in kitabının önemi, yalnızca Duma deneyimine
ilişkin zengin dersler içermesinde değil, aynı zamanda Çarlık rejiminin çürümesini ve onu alaşağı edecek olan işçi sınıfı hareketinin gelişimini olanca çıplaklığıyla yansıtmasında, “gideni ve gelmekte olanı” anlatmasında yatıyor.