Charlotte, Emily, Anne ve Branwell... Bronte kardeşler rüzgârın korkutucu bir uğultu ile estiği, soğuğun ve hastalığın kol gezdiği uzak bir köyde, birbirlerine hikâyeler anlatarak, her hikâyede yaşadıkları ıssızlıktan bir adım uzaklaşarak hayata tutunurlar. Yıllar sonra, edebiyata olan tutkuları artarak devam eden kardeşlerden Charlotte, dünya edebiyatına gelmiş geçmiş en güçlü kadın karakterlerden birini; Jane Eyre'i, armağan edecektir: Sade ve dış dünyaya kapalı bir hayat yaşamış olsa da Charlotte Bronte, gizli kalmış olan tutkulu yanını yazını aracılığıyla yansıtır. Bir yanı ise yazdığı gibi bir aşk yaşamayı hayal etmektedir. Nihayet bir gün ateşli bir talipten gelen bir evlilik teklifi, evin sakin ve sessiz havasını karıştırır. Bunun üzerine Charlotte günlüğüne döner ve kendiyle bir hesaplaşmaya girişir. Romanlarının arka planını oluşturan gizli aşkları, her biri yetenekli bir sanatçı olan kardeşler arasında yaşananlar, hayaller ve hayal kırıklıkları böylece kâğıda dökülür.
Jane Austen'ın Kayıp Anıları'nın yazarı Syrie James, bu kez Charlotte Bronte'nin Gizli Günlükleri'yle titiz bir araştırma sonucu elde edilmiş tarihi gerçekleri kurguyla ustaca birleştiren, son sayfaya dek merak uyandırıcı olmayı başaran bir romana imza atıyor.
"Aşkın hazları hakkında yazmışımdır. Uzun zamandır, kalbimin kimseye göstermediğim bir köşesinde, bir erkekle yakın bir ilişkinin hayalini kurmuşumdur, her Jane'in kendi Rochester'ını hak ettiğine inanırım; hak etmez mi?"