Bir asır boyunca haklarında yazılan makaleler iki elin parmaklarını geçmezken, kimi tarih kitaplarında da sadece bahisten ibarettiler.
Akademik hassasiyetlerin göz ardı edilmediği “Cihad-ı Ekber Askeri Asya Taburu” kitabı kronolojik bir tasnife dayalı olarak üç bölümden oluşuyor. İlkin, Asya Taburu'nun oluşmasına kadar yaşanan uluslararası gelişmeler masaya yatırılıyor.
Birinci Dünya Savaşı'nın nedenleri, Osmanlı, Almanya, Rusya ilişkileri, bu ilişkilerin Asya Taburu'nun oluşumuna etki edecek sonuçları ayrıntılarıyla ele alınıyor. Özellikle esir Müslüman askerler için oluşturulan kamplar, Almanya ve Avusturya'daki bu kamplarda olan bitenler, Mehmet Âkif ile Abdürreşid İbrahim gibi kanaat önderlerinin ziyaretleri, kampta gazete çıkarılması ve cami inşa edilmesi dikkat çekicidir. Bunlardan en önemli olanı ise Asya Taburu'nun oluşturulması sürecidir.
Rusya ordusundan katıldıkları ilk savaş ve sonrasında yaşadıkları esarete dönük maceralardan sonra, büyük bir sadakat ve coşkun bir gönüllülük içinde Asya Taburu neferi olan askerler için yeni umutlar, Berlin'den başlayarak İstanbul, Anadolu, Cerablus, Bağdat gibi diyarlara yapacakları seferlerdedir. Osmanlı ordusunda yer alarak iki yıla yakın bir süre cepheden cepheye koşan ve Kuzey Türkleri Rusya Müslümanlarından teşkil eden Asya Taburu'nun Cihad askerleri, gittikleri her bir coğrafya parçasında, askerlik mesleğinin bütün cilveleriyle özdeş haldedirler.
Gazeteci ve araştırmacı yazar Mehmet Poyraz'ın iki yıl gibi bir sürede özenle hazırladığı “Cihad-ı Ekber Askeri Asya Taburu” kitabı İslâm'ın Cihad şuuruna sıkı sıkıya bağlılığın bir ifadesi olan Asya Taburu'nu sırlayıp bir kenara koymuyor. Tersine bir hamleyle, bugünün ve geleceğin umut ışığına takdim ediyor.
Enver Paşa, Talat Paşa, Yusuf Akçura, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Şekip Arslan, Ahmet Ağaoğlu ile Alimcan İdris gibi isimlerinde zikredildiği ve alt başlığı “Rusya Müslümanları Irak Cephesi'nde” olan kitabın kahramanları Asya Taburu'nun günümüzde Suriye ve Irak bölgesinde yer alan Fırat nehri boyunca yaşadıklarını soluksuz okuyacağınıza emin olabilirsiniz.
Bir asır boyunca haklarında yazılan makaleler iki elin parmaklarını geçmezken, kimi tarih kitaplarında da sadece bahisten ibarettiler.
Akademik hassasiyetlerin göz ardı edilmediği “Cihad-ı Ekber Askeri Asya Taburu” kitabı kronolojik bir tasnife dayalı olarak üç bölümden oluşuyor. İlkin, Asya Taburu'nun oluşmasına kadar yaşanan uluslararası gelişmeler masaya yatırılıyor.
Birinci Dünya Savaşı'nın nedenleri, Osmanlı, Almanya, Rusya ilişkileri, bu ilişkilerin Asya Taburu'nun oluşumuna etki edecek sonuçları ayrıntılarıyla ele alınıyor. Özellikle esir Müslüman askerler için oluşturulan kamplar, Almanya ve Avusturya'daki bu kamplarda olan bitenler, Mehmet Âkif ile Abdürreşid İbrahim gibi kanaat önderlerinin ziyaretleri, kampta gazete çıkarılması ve cami inşa edilmesi dikkat çekicidir. Bunlardan en önemli olanı ise Asya Taburu'nun oluşturulması sürecidir.
Rusya ordusundan katıldıkları ilk savaş ve sonrasında yaşadıkları esarete dönük maceralardan sonra, büyük bir sadakat ve coşkun bir gönüllülük içinde Asya Taburu neferi olan askerler için yeni umutlar, Berlin'den başlayarak İstanbul, Anadolu, Cerablus, Bağdat gibi diyarlara yapacakları seferlerdedir. Osmanlı ordusunda yer alarak iki yıla yakın bir süre cepheden cepheye koşan ve Kuzey Türkleri Rusya Müslümanlarından teşkil eden Asya Taburu'nun Cihad askerleri, gittikleri her bir coğrafya parçasında, askerlik mesleğinin bütün cilveleriyle özdeş haldedirler.
Gazeteci ve araştırmacı yazar Mehmet Poyraz'ın iki yıl gibi bir sürede özenle hazırladığı “Cihad-ı Ekber Askeri Asya Taburu” kitabı İslâm'ın Cihad şuuruna sıkı sıkıya bağlılığın bir ifadesi olan Asya Taburu'nu sırlayıp bir kenara koymuyor. Tersine bir hamleyle, bugünün ve geleceğin umut ışığına takdim ediyor.
Enver Paşa, Talat Paşa, Yusuf Akçura, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Şekip Arslan, Ahmet Ağaoğlu ile Alimcan İdris gibi isimlerinde zikredildiği ve alt başlığı “Rusya Müslümanları Irak Cephesi'nde” olan kitabın kahramanları Asya Taburu'nun günümüzde Suriye ve Irak bölgesinde yer alan Fırat nehri boyunca yaşadıklarını soluksuz okuyacağınıza emin olabilirsiniz.