Mezopotamya sözcüğü eski Yunancada "İki nehir arası" anlamına gelir. Anadolu'da doğup Basra Körfezi'nden denize dökülen Dicle ve Fırat nehirleri arasındaki bölge tarih boyunca bu adla anıldı. Bölgenin sınırları kuzeyde Toros Dağları'ndan güneyde Basra Körfezi'ne, doğuda Zağros Dağları'ndan Batıda Suriye Çölü'ne kadar uzanır.
Mezopotamya insanlık tarihine yön veren uygarlıkların gelişimine sahne olmuştur. Sümer, Asur ve Babil toplumlarının doğup yeşerdiği bu topraklarda insanlığın ilkleri ortaya çıktı. Bugünkü bilgilerimize göre yazı ilk kez burada kullanıldı, tarım ilk kez burada yapıldı, yazılı hukuk ilkin burada ortaya çıktı, kütüphaneler kuruldu.
Tüm bu gelişmeler Mezopotamya'nın "Uygarlıkların beşiği" olarak adlandırılması için yeterli oldu. Bir başka deyişle insanın öyküsünün satır başları Mezopotamya'da yazıldı. İnsanın en eski öykülerini yazanlara çizgiler aracılığıyla biraz daha yakından bakalım mı?
Mezopotamya sözcüğü eski Yunancada "İki nehir arası" anlamına gelir. Anadolu'da doğup Basra Körfezi'nden denize dökülen Dicle ve Fırat nehirleri arasındaki bölge tarih boyunca bu adla anıldı. Bölgenin sınırları kuzeyde Toros Dağları'ndan güneyde Basra Körfezi'ne, doğuda Zağros Dağları'ndan Batıda Suriye Çölü'ne kadar uzanır.
Mezopotamya insanlık tarihine yön veren uygarlıkların gelişimine sahne olmuştur. Sümer, Asur ve Babil toplumlarının doğup yeşerdiği bu topraklarda insanlığın ilkleri ortaya çıktı. Bugünkü bilgilerimize göre yazı ilk kez burada kullanıldı, tarım ilk kez burada yapıldı, yazılı hukuk ilkin burada ortaya çıktı, kütüphaneler kuruldu.
Tüm bu gelişmeler Mezopotamya'nın "Uygarlıkların beşiği" olarak adlandırılması için yeterli oldu. Bir başka deyişle insanın öyküsünün satır başları Mezopotamya'da yazıldı. İnsanın en eski öykülerini yazanlara çizgiler aracılığıyla biraz daha yakından bakalım mı?