#smrgKİTABEVİ Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün Kıbrıs Türkleri Hakkında Hazırlattığı Rapor -

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6257679190
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Stok Kodu:
1199201819
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
104 s.
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
148,50
Taksitli fiyat: 9 x 18,15
Siparişiniz 3&6 iş günü arasında kargoda
1199201819
587814
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün Kıbrıs Türkleri Hakkında Hazırlattığı Rapor -
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün Kıbrıs Türkleri Hakkında Hazırlattığı Rapor - #smrgKİTABEVİ
148.50
Önsöz:

Kıbrıs'ın, stratejik konumu yüzyıllar boyunca ada halkı için sorun olmuştur. Kıbrıs, Orta Çağ'da Kudüs'ün dini değerinden dolayı Haçlılar tarafından sonraki yıllarda ise Doğu Akdeniz'de gelişen ticaretten dolayı Venedikliler, Lüzinyanlar, Mısırlılar, Bizanslılar tarafından ele geçirilmiştir. Osmanlı Devleti ise 1571 yılında Kıbrıs'ı fethettikten sonra 307 yıl boyunca adaya hâkim olmuş; ancak 19'uncu yüzyıldaki siyasi gelişmeler adanın Osmanlı egemenliğinden çıkmasına yol açmıştır.

Doğu Akdeniz'de stratejik konumda olan Kıbrıs'ın jeopolitik değeri 19'uncu yüzyılda hizmete giren Süveyş Kanalı'ndan dolayı daha da artmıştır. İngiltere hem Süveyş Kanalını kontrol etmek hem de 93 Harbinde büyük kazanımlar elde eden Rus Çarlığının Akdeniz'e ulaşarak bölgesel çıkarlarına zarar vereceği endişesinden dolayı Kıbrıs'ı ele geçirme planları yapmaya başlamıştır. İngiltere'nin planlarını kolaylaştıran gelişme 93 Harbinden sonra Osmanlı Devleti ile Rus Çarlığı arasında imzalanan Ayastefanos Antlaşması olmuştur. Rus Çarlığı antlaşma sonucunda büyük kazanımlar elde edince İngiltere'nin başını çektiği Avrupalı devletler

bu gelişmeye müdahil olmuşlar ve şartların yeniden görüşülebilmesi için Berlin'de bir konferans düzenlenmesini sağlamışlardır. İngiltere'nin Kıbrıs'a dair planlarını yürürlüğe sokması bu dönemde olmuştur. İngiltere'nin İstanbul Büyükelçisi Hanry Layard'ın yoğun girişimlerinden sonra 4 Haziran 1878 tarihinde gizli Kıbrıs Konvansiyonu imzalanmış ve ada İngiltere'nin yönetimine bırakılmıştır.

İngiltere'nin Kıbrıs'taki statüsü Birinci Dünya Savaşı'nın başladığı 1914 yılına kadar devam etmiştir. İngiltere, Osmanlı Devleti'nin Almanya safında savaşa girmesini bahane etmiş ve 5 Kasım 1914 tarihinde Kıbrıs'ı tek taraflı ilhak etmiştir. İngiltere'nin bu “de facto” ilhak kararı 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması'nın 20'nci maddesi gereğince “de jure” olarak hukuki dayanağa kavuşmuş, ada İngiltere'ye bırakılmıştır. Türkiye Devleti, bu tarihten yaklaşık üç ay sonra 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet'i ilan etmiş ve yeni devletin kuruluş ilkeleri doğrultusunda çalışmalarını çok yönlü olarak ekonomik, kültürel, sosyal ve siyasi alanda sürdürmüştür. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kendi iç ve dış sorunlarına yoğunlaştığı sonraki dönemde Kıbrıs Türkleriyle kurduğu ilişkiler çoğunlukta kültürel alana yoğunlaşmıştır.Türkiye hükümetlerinin Kıbrıs dış politikasına etki eden ana faktör Lozan Barış Antlaşması sonucunda adanın İngiltere'ye terk edilmesi olmuş ve CHP döneminde antlaşma hükümlerine sadık kalınmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) hükümetlerinin Kıbrıs politikasına dair yapılan değerlendirmelerde çoğunlukla Dışişleri Bakanı Necmettin Sadak'ın 23 Ocak 1950 tarihinde basına yaptığı açıklamada kullandığı “…Türkiye'nin Kıbrıs diye bir sorunu yoktur…” ifadesine dayandırılmaktadır. Ancak gerçek durum böyle midir? Türkiye, Kıbrıs'ın geleceği ile Kıbrıs Türklerinin sorunlarına tamamen duyarsız mıdır? “Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün Kıbrıs Türkleri Hakkında Hazırlattığı Rapor (Türkiyeli Öğretmenlerin Kıbrıs'taki Tetkik ve Tespitleri-1949)” başlıklı bu eserde; Türkiye'nin İkinci Dünya Savaşı'nın hemen sonrasında Kıbrıs Türklerinin sorunları hakkındaki güncel gelişmeleri öğrenmek amacıyla yapılan resmi bir ziyaret konu edilmiştir. Bu ziyaretin kendine has bir özelliği vardır; o da Kıbrıs'ın İngiltere'ye terk edildiği 1878 yılından sonraki hiçbir dönemde bu boyutta ve resmi düzeyde böyle bir girişimin hiç yapılmamış olmasıdır. Gerek Osmanlı Devleti'nin 20'nci yüzyılın başlarından Birinci Dünya Savaşı sonuna kadar olan dönem boyunca içinde bulunduğu şartların olumsuz etkisi, gerekse de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Lozan Barış Antlaşması'dan sonrası dönemde yaşadığı sorunlara çözüm bulma arayışlarının Kıbrıs politikalarına doğrudan etki ettiği söylenebilir. Ancak hem Osmanlı Devleti'nin, hem de Türkiye Cumhuriyeti'nin içinde bulunduğu koşullar, ne Kıbrıs'ın stratejik konumunun günden güne artmasını engelleyebilmiş, ne de Kıbrıs Türklerinin karşı karşıya olduğu sorunlara da çözüm üretmiştir. Bu kitapta Türkiye'nin Kıbrıs'a ve Kıbrıs Türklerinin sorunlarına uzak kaldığı iddia edilen dönemdeki resmi bir ziyaret incelenmiştir. Ziyaretin Cumhurbaşkanı'nın direktifiyle gerçekleştirilmiş olması ve ziyaret sonrasında tespit edilen hususların CHP Hükümetinin ilgili bakanlarına da gönderilerek Kıbrıs Türkleri hakkında tespit edilen sorunlara çözüm aranması bu eylemin farklı bir bakış açısıyla ele alınmasını gerekli kılmıştır. Kitap üç bölüm olarak hazırlanmıştır. “Lozan Barış Antlaşmasından İkinci Dünya Savaşı Sonuna Kadar Olan Dönemde Kıbrıs'taki Gelişmeler” başlıklı Birinci Bölümde; Lozan Barış Antlaşması sonrasında CHP Hükümetlerinin dış politikası ile bunun Kıbrıs'a yansımaları tartışılmış ve bu dönemde Kıbrıs Türklerinin toplum sorunlarının çözümüne yönelik Türkiye'nin girişimleri ele alınmıştır.

Aynı bölümde İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki konjonktürel gelişmeler ve bunların hem Türkiye, hem de Kıbrıs Türklerine etkileri ortaya konularak Türkiyeli öğretmenlerin ziyareti öncesinde Kıbrıs'taki gelişmeler ile Kıbrıs Türklerinin karşı karşıya olduğu sorunlar okuyucun dikkatine sunulmuştur.

“Cumhuriyet Halk Partisi Yönetimi'nin Kıbrıs Türk Toplumu Sorunlarının Tespitine Yönelik Girişimi” başlıklı İkinci Bölümde ise; CHP Çorum milletvekili Hasene Ilgaz'ın başkanlığında gazeteci ve öğretmenlerden oluşan kafilenin Kıbrıs ziyareti öncesinde ve sonrasındaki gelişmeler ile bu ziyaret sonrasında sonrasında hazırlanan Kıbrıs Türkleri hakkındaki rapor ele alınmıştır. “Kıbrıs Türk Öğretmenlerin Türkiye'deki Temas ve İncelemeleri” başlıklı Üçüncü Bölümde ise günümüzde hâlâ devam eden Kıbrıs sorunu kapsamında önemli gelişmelerin yaşandığı 1949 yılındaki gelişmeler tartışılmış, Kıbrıs Türk öğretmenlerinden oluşan kafilenin Türkiye'deki temas ve incelemeleri ile bunların yansımaları ele alınmıştır.

Bu kitabın hazırlığı aşamasında; hem Türkiye'deki Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığında, hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)'deki Milli Arşiv ve Araştırma Dairesi (MAAD)'nde taramalar yapılmış, birinci elden ve ikinci elden kaynaklar incelenerek söz konusu döneme ait gelişmeler farklı boyutlarıyla ele alınmış ve nesnel bir sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır.

Önsöz:

Kıbrıs'ın, stratejik konumu yüzyıllar boyunca ada halkı için sorun olmuştur. Kıbrıs, Orta Çağ'da Kudüs'ün dini değerinden dolayı Haçlılar tarafından sonraki yıllarda ise Doğu Akdeniz'de gelişen ticaretten dolayı Venedikliler, Lüzinyanlar, Mısırlılar, Bizanslılar tarafından ele geçirilmiştir. Osmanlı Devleti ise 1571 yılında Kıbrıs'ı fethettikten sonra 307 yıl boyunca adaya hâkim olmuş; ancak 19'uncu yüzyıldaki siyasi gelişmeler adanın Osmanlı egemenliğinden çıkmasına yol açmıştır.

Doğu Akdeniz'de stratejik konumda olan Kıbrıs'ın jeopolitik değeri 19'uncu yüzyılda hizmete giren Süveyş Kanalı'ndan dolayı daha da artmıştır. İngiltere hem Süveyş Kanalını kontrol etmek hem de 93 Harbinde büyük kazanımlar elde eden Rus Çarlığının Akdeniz'e ulaşarak bölgesel çıkarlarına zarar vereceği endişesinden dolayı Kıbrıs'ı ele geçirme planları yapmaya başlamıştır. İngiltere'nin planlarını kolaylaştıran gelişme 93 Harbinden sonra Osmanlı Devleti ile Rus Çarlığı arasında imzalanan Ayastefanos Antlaşması olmuştur. Rus Çarlığı antlaşma sonucunda büyük kazanımlar elde edince İngiltere'nin başını çektiği Avrupalı devletler

bu gelişmeye müdahil olmuşlar ve şartların yeniden görüşülebilmesi için Berlin'de bir konferans düzenlenmesini sağlamışlardır. İngiltere'nin Kıbrıs'a dair planlarını yürürlüğe sokması bu dönemde olmuştur. İngiltere'nin İstanbul Büyükelçisi Hanry Layard'ın yoğun girişimlerinden sonra 4 Haziran 1878 tarihinde gizli Kıbrıs Konvansiyonu imzalanmış ve ada İngiltere'nin yönetimine bırakılmıştır.

İngiltere'nin Kıbrıs'taki statüsü Birinci Dünya Savaşı'nın başladığı 1914 yılına kadar devam etmiştir. İngiltere, Osmanlı Devleti'nin Almanya safında savaşa girmesini bahane etmiş ve 5 Kasım 1914 tarihinde Kıbrıs'ı tek taraflı ilhak etmiştir. İngiltere'nin bu “de facto” ilhak kararı 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması'nın 20'nci maddesi gereğince “de jure” olarak hukuki dayanağa kavuşmuş, ada İngiltere'ye bırakılmıştır. Türkiye Devleti, bu tarihten yaklaşık üç ay sonra 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet'i ilan etmiş ve yeni devletin kuruluş ilkeleri doğrultusunda çalışmalarını çok yönlü olarak ekonomik, kültürel, sosyal ve siyasi alanda sürdürmüştür. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kendi iç ve dış sorunlarına yoğunlaştığı sonraki dönemde Kıbrıs Türkleriyle kurduğu ilişkiler çoğunlukta kültürel alana yoğunlaşmıştır.Türkiye hükümetlerinin Kıbrıs dış politikasına etki eden ana faktör Lozan Barış Antlaşması sonucunda adanın İngiltere'ye terk edilmesi olmuş ve CHP döneminde antlaşma hükümlerine sadık kalınmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) hükümetlerinin Kıbrıs politikasına dair yapılan değerlendirmelerde çoğunlukla Dışişleri Bakanı Necmettin Sadak'ın 23 Ocak 1950 tarihinde basına yaptığı açıklamada kullandığı “…Türkiye'nin Kıbrıs diye bir sorunu yoktur…” ifadesine dayandırılmaktadır. Ancak gerçek durum böyle midir? Türkiye, Kıbrıs'ın geleceği ile Kıbrıs Türklerinin sorunlarına tamamen duyarsız mıdır? “Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün Kıbrıs Türkleri Hakkında Hazırlattığı Rapor (Türkiyeli Öğretmenlerin Kıbrıs'taki Tetkik ve Tespitleri-1949)” başlıklı bu eserde; Türkiye'nin İkinci Dünya Savaşı'nın hemen sonrasında Kıbrıs Türklerinin sorunları hakkındaki güncel gelişmeleri öğrenmek amacıyla yapılan resmi bir ziyaret konu edilmiştir. Bu ziyaretin kendine has bir özelliği vardır; o da Kıbrıs'ın İngiltere'ye terk edildiği 1878 yılından sonraki hiçbir dönemde bu boyutta ve resmi düzeyde böyle bir girişimin hiç yapılmamış olmasıdır. Gerek Osmanlı Devleti'nin 20'nci yüzyılın başlarından Birinci Dünya Savaşı sonuna kadar olan dönem boyunca içinde bulunduğu şartların olumsuz etkisi, gerekse de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Lozan Barış Antlaşması'dan sonrası dönemde yaşadığı sorunlara çözüm bulma arayışlarının Kıbrıs politikalarına doğrudan etki ettiği söylenebilir. Ancak hem Osmanlı Devleti'nin, hem de Türkiye Cumhuriyeti'nin içinde bulunduğu koşullar, ne Kıbrıs'ın stratejik konumunun günden güne artmasını engelleyebilmiş, ne de Kıbrıs Türklerinin karşı karşıya olduğu sorunlara da çözüm üretmiştir. Bu kitapta Türkiye'nin Kıbrıs'a ve Kıbrıs Türklerinin sorunlarına uzak kaldığı iddia edilen dönemdeki resmi bir ziyaret incelenmiştir. Ziyaretin Cumhurbaşkanı'nın direktifiyle gerçekleştirilmiş olması ve ziyaret sonrasında tespit edilen hususların CHP Hükümetinin ilgili bakanlarına da gönderilerek Kıbrıs Türkleri hakkında tespit edilen sorunlara çözüm aranması bu eylemin farklı bir bakış açısıyla ele alınmasını gerekli kılmıştır. Kitap üç bölüm olarak hazırlanmıştır. “Lozan Barış Antlaşmasından İkinci Dünya Savaşı Sonuna Kadar Olan Dönemde Kıbrıs'taki Gelişmeler” başlıklı Birinci Bölümde; Lozan Barış Antlaşması sonrasında CHP Hükümetlerinin dış politikası ile bunun Kıbrıs'a yansımaları tartışılmış ve bu dönemde Kıbrıs Türklerinin toplum sorunlarının çözümüne yönelik Türkiye'nin girişimleri ele alınmıştır.

Aynı bölümde İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki konjonktürel gelişmeler ve bunların hem Türkiye, hem de Kıbrıs Türklerine etkileri ortaya konularak Türkiyeli öğretmenlerin ziyareti öncesinde Kıbrıs'taki gelişmeler ile Kıbrıs Türklerinin karşı karşıya olduğu sorunlar okuyucun dikkatine sunulmuştur.

“Cumhuriyet Halk Partisi Yönetimi'nin Kıbrıs Türk Toplumu Sorunlarının Tespitine Yönelik Girişimi” başlıklı İkinci Bölümde ise; CHP Çorum milletvekili Hasene Ilgaz'ın başkanlığında gazeteci ve öğretmenlerden oluşan kafilenin Kıbrıs ziyareti öncesinde ve sonrasındaki gelişmeler ile bu ziyaret sonrasında sonrasında hazırlanan Kıbrıs Türkleri hakkındaki rapor ele alınmıştır. “Kıbrıs Türk Öğretmenlerin Türkiye'deki Temas ve İncelemeleri” başlıklı Üçüncü Bölümde ise günümüzde hâlâ devam eden Kıbrıs sorunu kapsamında önemli gelişmelerin yaşandığı 1949 yılındaki gelişmeler tartışılmış, Kıbrıs Türk öğretmenlerinden oluşan kafilenin Türkiye'deki temas ve incelemeleri ile bunların yansımaları ele alınmıştır.

Bu kitabın hazırlığı aşamasında; hem Türkiye'deki Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığında, hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)'deki Milli Arşiv ve Araştırma Dairesi (MAAD)'nde taramalar yapılmış, birinci elden ve ikinci elden kaynaklar incelenerek söz konusu döneme ait gelişmeler farklı boyutlarıyla ele alınmış ve nesnel bir sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır.

Axess Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 148,50    148,50   
2 77,22    154,44   
3 52,47    157,41   
6 26,73    160,38   
9 18,15    163,35   
QNB Finansbank Kartları
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 148,50    148,50   
2 77,22    154,44   
3 52,47    157,41   
6 26,73    160,38   
9 18,15    163,35   
Bonus Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 148,50    148,50   
2 77,22    154,44   
3 52,47    157,41   
6 26,73    160,38   
9 18,15    163,35   
Paraf Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 148,50    148,50   
2 77,22    154,44   
3 52,47    157,41   
6 26,73    160,38   
9 18,15    163,35   
Maximum Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 148,50    148,50   
2 77,22    154,44   
3 52,47    157,41   
6 26,73    160,38   
9 18,15    163,35   
World Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 148,50    148,50   
2 77,22    154,44   
3 52,47    157,41   
6 26,73    160,38   
9 18,15    163,35   
Diğer Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 148,50    148,50   
2 -    -   
3 -    -   
6 -    -   
9 -    -   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat