#smrgKİTABEVİ Cumhuriyetin En Uzun Altı Ayı -

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Çalış Matbaası
Dizi Adı:
Türk Osmanlı
ISBN-10:
9799756199182
Kargoya Teslim Süresi:
1&3
Stok Kodu:
1199139523
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
437 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2005
Çeviren:
Handan Balkara
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
30,40
Havale/EFT ile: 29,49
Stoktan teslim
1199139523
525666
Cumhuriyetin En Uzun Altı Ayı -
Cumhuriyetin En Uzun Altı Ayı - #smrgKİTABEVİ
30.40
Biz nasıl babalarımızın Kurtuluş savaşı'nda, dedelerimizin Birinci Dünva Savaşı'nda nerede, ne yaptıklarını merak ediyorsak, (yoksa etmiyor muyuz?) aynı şekilde çocuklarımız da, Cumhuriyetin temellerine dinamit konulan bu AB sürecinde bizim ne işle uğraştığınızı merak edecekler. AB'den tarih alabilme uğruna son altı avda katlanmak zorunda bırakıldığımız rezillikler, Aralık başında uydurma tarih verildikten sonra yaşayacaklarımızın sadece ufak bir örneğidir. Son derece munis bir tavır ve tamamen kendi isteğimizle uzattığımız, boynumuza takılmasına izin verdiğimiz ilmeği günümüzdeki on beş-yirmi yıllık süre içinde batı işine geldiği zaman istediklerini yaptırmak için çekecek, işine geldiğinde de gevşetecektir. ipin ucu Bush'un elindedir. Ve de AB'nin..

Evet, hepimiz artık tuzun da koktuğunu görüyoruz.. Ama herkes gelinen bu en olumsuz noktada bile,'Bana ne.. Uyduruk terazinin dirhemi de uyduruk olur" kolaycılığına sapmadan şapkasını önüne koyup neler yapılabileceğini düşünmelidir. Tabii sözüm vatanseverlere.. Vazgeçilmez değerlerimiz, ön kabullerimiz, olmazsa olmazlarımız saldırı ve tehdit altında. Ezberimizi bozmaya çalışıyorlar.. Psikolojik harbin en şiddetlisini, dış kaynakların güdümünde ve içerideki yeni "yüz elliliklerin" yardım-yataklık ve yalakalıklarında yaşıyoruz.. Her gün, her saat, her dakika.. Ve tuz kokunca, T'ürkiye'de de, Kıbrıs'ta da ayni anda ve aynı şekilde kokuyor. Dış politikaya egemen olan teslimiyetçi politika yavaş yavaş, devletin dış temsil kabiliyeti olan bütün ünitelerine sirayet ediyor; hareketsizlik ve tepkisizlik prim yapıyor.

Kahraman ile eşkıya kavramlarına bilinçli bir şekilde yer değiştiriliyor.

Biz nasıl babalarımızın Kurtuluş savaşı'nda, dedelerimizin Birinci Dünva Savaşı'nda nerede, ne yaptıklarını merak ediyorsak, (yoksa etmiyor muyuz?) aynı şekilde çocuklarımız da, Cumhuriyetin temellerine dinamit konulan bu AB sürecinde bizim ne işle uğraştığınızı merak edecekler. AB'den tarih alabilme uğruna son altı avda katlanmak zorunda bırakıldığımız rezillikler, Aralık başında uydurma tarih verildikten sonra yaşayacaklarımızın sadece ufak bir örneğidir. Son derece munis bir tavır ve tamamen kendi isteğimizle uzattığımız, boynumuza takılmasına izin verdiğimiz ilmeği günümüzdeki on beş-yirmi yıllık süre içinde batı işine geldiği zaman istediklerini yaptırmak için çekecek, işine geldiğinde de gevşetecektir. ipin ucu Bush'un elindedir. Ve de AB'nin..

Evet, hepimiz artık tuzun da koktuğunu görüyoruz.. Ama herkes gelinen bu en olumsuz noktada bile,'Bana ne.. Uyduruk terazinin dirhemi de uyduruk olur" kolaycılığına sapmadan şapkasını önüne koyup neler yapılabileceğini düşünmelidir. Tabii sözüm vatanseverlere.. Vazgeçilmez değerlerimiz, ön kabullerimiz, olmazsa olmazlarımız saldırı ve tehdit altında. Ezberimizi bozmaya çalışıyorlar.. Psikolojik harbin en şiddetlisini, dış kaynakların güdümünde ve içerideki yeni "yüz elliliklerin" yardım-yataklık ve yalakalıklarında yaşıyoruz.. Her gün, her saat, her dakika.. Ve tuz kokunca, T'ürkiye'de de, Kıbrıs'ta da ayni anda ve aynı şekilde kokuyor. Dış politikaya egemen olan teslimiyetçi politika yavaş yavaş, devletin dış temsil kabiliyeti olan bütün ünitelerine sirayet ediyor; hareketsizlik ve tepkisizlik prim yapıyor.

Kahraman ile eşkıya kavramlarına bilinçli bir şekilde yer değiştiriliyor.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat