Fleischacker buradan yola çıkarak refah devletinin tarihi gelişiminin bu ilkeler etrafında nasıl da yanlış anlatıldığını açıklıyor. Örneğin sosyalistler sıkça modern ekonomilerin antik eşitlik idealini ve sosyal adaleti mahvettiğinden dem vururlar. Serbest piyasa savunucuları bu görüşe katılır ancak şüphecilik ve sosyal bilimsel kesinliğin bariz zaferini takdir ederler. Ne var ki her iki yorum da adaletin mümkünse herkesin sefaletten kurtulması gerektiği mevcut varsayımımızdan kaynaklı olan kademeli düşünüş değişimini gözden kaçırır. Fleischacker antik dönem ortaçağ ve modern siyaset felsefesindeki önemlimetinleri inceleyerek bize dağıtıcı adaletin modern anlamına nasıl ulaştığını gösteriyor.
Fleischacker buradan yola çıkarak refah devletinin tarihi gelişiminin bu ilkeler etrafında nasıl da yanlış anlatıldığını açıklıyor. Örneğin sosyalistler sıkça modern ekonomilerin antik eşitlik idealini ve sosyal adaleti mahvettiğinden dem vururlar. Serbest piyasa savunucuları bu görüşe katılır ancak şüphecilik ve sosyal bilimsel kesinliğin bariz zaferini takdir ederler. Ne var ki her iki yorum da adaletin mümkünse herkesin sefaletten kurtulması gerektiği mevcut varsayımımızdan kaynaklı olan kademeli düşünüş değişimini gözden kaçırır. Fleischacker antik dönem ortaçağ ve modern siyaset felsefesindeki önemlimetinleri inceleyerek bize dağıtıcı adaletin modern anlamına nasıl ulaştığını gösteriyor.