Fazıl Hüsnü Dağlarca gibi şiirin zirvesinde yaşamış, tek başına şiir ülkesi olmuş bir şairi anmak, nefesini bulunduğumuz ana taşımak ancak şiirsel anlatımlarla mümkün olabilir, bu büyük şairin hatırası böyle yazılarla günümüze taşınabilirdi. Bu eylem, Haydar Ergülen'in “tepeden tırnağa şiirdir” diyerek seslendiği Dağlarca'yı, Dağlarca şiirini ele aldığı Dağlarca İçin 94 Cümle'deki şairane yazılarda ifadesini buluyor. Dağlarca için hazırlanan çalışmaların yer alacağı bir dizi kitabın ilki olan bu edebî bakış, yapıtlarıyla her daim genç ve yeni kalacak olan Fazıl Hüsnü Dağlarca şiirine yeni anlamlar kazandırıyor.
Fazıl Hüsnü Dağlarca gibi şiirin zirvesinde yaşamış, tek başına şiir ülkesi olmuş bir şairi anmak, nefesini bulunduğumuz ana taşımak ancak şiirsel anlatımlarla mümkün olabilir, bu büyük şairin hatırası böyle yazılarla günümüze taşınabilirdi. Bu eylem, Haydar Ergülen'in “tepeden tırnağa şiirdir” diyerek seslendiği Dağlarca'yı, Dağlarca şiirini ele aldığı Dağlarca İçin 94 Cümle'deki şairane yazılarda ifadesini buluyor. Dağlarca için hazırlanan çalışmaların yer alacağı bir dizi kitabın ilki olan bu edebî bakış, yapıtlarıyla her daim genç ve yeni kalacak olan Fazıl Hüsnü Dağlarca şiirine yeni anlamlar kazandırıyor.