Romanının, İngiliz kimliğini, daha doğrusu 20. yüzyılın sonlarında İngiliz olmanın anlamını sorguladığını söylemiştir Fowles. Ancak "çok katmanlı öykülemenin, yanılsama ve kendini aldatma temalarının ve belirsiz bırakılmış sonların ustası" sayılan yazarın İngilizlik ile birlikte çok sayıda meseleyi tartıştığı aşikâr. Zira estetik, felsefe, kültürel tarih, İngiltere ve ABD arasındaki farklar, arkeoloji ve mitler üzerine gözlem ve yorumlar bazen hikâye ve karakterler kadar önem kazanıyor.
Daniel Martin düş kırıklıklarının, hayal edilenle imkânsızlık arasındaki gerilimin, paylaşılan değerlerden kopuşların ve sessizliğin hikâyesi. Fowles dış dünyanın sert kabuğu ile hayal gücünün esnek iç dünyası arasındaki dengeyi sessizliklerle yakalamış. Sessizliği bıçak gibi kullanıyor. Toplumdan yalıtık, yalnız kalmış roman kişilerinin zihninden geçenlerle dile getirdikleri arasındaki uzaklık, boşluk, kısacası söylenmeyenler sessizliğin gücünü artırıyor. (Tanıtım Bülteninden)
Romanının, İngiliz kimliğini, daha doğrusu 20. yüzyılın sonlarında İngiliz olmanın anlamını sorguladığını söylemiştir Fowles. Ancak "çok katmanlı öykülemenin, yanılsama ve kendini aldatma temalarının ve belirsiz bırakılmış sonların ustası" sayılan yazarın İngilizlik ile birlikte çok sayıda meseleyi tartıştığı aşikâr. Zira estetik, felsefe, kültürel tarih, İngiltere ve ABD arasındaki farklar, arkeoloji ve mitler üzerine gözlem ve yorumlar bazen hikâye ve karakterler kadar önem kazanıyor.
Daniel Martin düş kırıklıklarının, hayal edilenle imkânsızlık arasındaki gerilimin, paylaşılan değerlerden kopuşların ve sessizliğin hikâyesi. Fowles dış dünyanın sert kabuğu ile hayal gücünün esnek iç dünyası arasındaki dengeyi sessizliklerle yakalamış. Sessizliği bıçak gibi kullanıyor. Toplumdan yalıtık, yalnız kalmış roman kişilerinin zihninden geçenlerle dile getirdikleri arasındaki uzaklık, boşluk, kısacası söylenmeyenler sessizliğin gücünü artırıyor. (Tanıtım Bülteninden)