1199012761
398922
https://www.simurgkitabevi.com/daragaci
Darağacı - #smrgSAHAF
0.00
Osmanlı düzeni, dünyada eşi benzeri görülmeyen bir kan banyosuna dayanıyordu. Kardeşin kardeşini infaz emrini vermesinin mübah olduğu bu düzen yaşadığımız toprakları da korkuların ülkesi haline getirmişti. Kimi zaman defteri dürülmek oldu adı kimi zaman siyasetin katl... Kazığa oturtmak, boynunu vurmak, toprağa gömmek ya da asmak onun biçimleriydi yalnızca. Ama bir şey değişmedi: İdam bu toprakların adeta yazgısıydı ve siyaseti yürütmenin başlıca unsurlarından biri olmayı yirminci yüzyılda da sürdürdü. Kürt ayaklanmalarının önderleri ya da devrimciler kadar, başbakan ya da bakan olarak iktidar aygıtını yönetenler, askeri darbeyle iktidarı alaşağı ettikten sonra kahraman ilan edilenler de kendilerinin birçok kez onay verdikleri bu "ceza"dan nasiplerini aldılar. "Asmayalım da besleyelim mi" sözü, bir devlet başkanının ağzından çıkmış en korkunç ifadelerden biri olarak, bir utanç abidesi olarak tarihe yazıldı. Ahmet Kahraman Osmanlıdan günümüze kadar getirerek idamı ayrıntılı olarak gözler önüne sererken, onu "siyaseten katl" yapan nedenleri sorguluyor. "Korku Cumhuriyeti"ni aşabilmenin yolunun da öncelikle hastalığın adının konmasından geçeceğini bir kez daha ortaya koyuyor.
Osmanlı düzeni, dünyada eşi benzeri görülmeyen bir kan banyosuna dayanıyordu. Kardeşin kardeşini infaz emrini vermesinin mübah olduğu bu düzen yaşadığımız toprakları da korkuların ülkesi haline getirmişti. Kimi zaman defteri dürülmek oldu adı kimi zaman siyasetin katl... Kazığa oturtmak, boynunu vurmak, toprağa gömmek ya da asmak onun biçimleriydi yalnızca. Ama bir şey değişmedi: İdam bu toprakların adeta yazgısıydı ve siyaseti yürütmenin başlıca unsurlarından biri olmayı yirminci yüzyılda da sürdürdü. Kürt ayaklanmalarının önderleri ya da devrimciler kadar, başbakan ya da bakan olarak iktidar aygıtını yönetenler, askeri darbeyle iktidarı alaşağı ettikten sonra kahraman ilan edilenler de kendilerinin birçok kez onay verdikleri bu "ceza"dan nasiplerini aldılar. "Asmayalım da besleyelim mi" sözü, bir devlet başkanının ağzından çıkmış en korkunç ifadelerden biri olarak, bir utanç abidesi olarak tarihe yazıldı. Ahmet Kahraman Osmanlıdan günümüze kadar getirerek idamı ayrıntılı olarak gözler önüne sererken, onu "siyaseten katl" yapan nedenleri sorguluyor. "Korku Cumhuriyeti"ni aşabilmenin yolunun da öncelikle hastalığın adının konmasından geçeceğini bir kez daha ortaya koyuyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.