Türkiye'deki çağdaş bilim ve eğitim antropolojiyle başlıyor; kısa sürede dil, tarih, coğrafya, jeoloji, biyoloji başta olmak üzere tüm bilim dallarını kapsıyor. Cumhuriyet ve Antropoloji, geçmişle bağını koparan Cumhuriyet'in alternatif bilimsel "Aydınlanma"sını ve ulus-devletin laik "yeni insan"ını yerli ve yabancı özgün kaynaklara başvurarak disiplinlerarası bir anlayışla okura sunuyor.
"Afet Hanım'ın tebliği birçok açıdan dikkat çekiciydi. Öncelikle vurgulanması gereken husus, bu tebliğin "kolektif" bir çalışmanın ürünü olmasıydı. Başta Atatürk olmak üzere birçok Türk Tarih Tetkik Cemiyeti üyesi tebliğin hazırlanışına katkıda bulunmuş olmalıydı. Nitekim daha sonraki yayınlarında Afet İnan bu tebliğine yer vermedi. Bunun bir nedeni tebliğin kolektif niteliği ise, diğeri içeriğiydi. Oysa içerik 1932 yılının "heyecan"ını yansıtıyordu. Kongrenin ilk bilimsel tebliğinin o tarihlerde bir kadına verdirilmesi de ayrı bir önem taşıyordu.
Evrimciliği, Darwinizm'i gündeme getiren bir tebliğdi ve Osmanlı tarihçiliğinde Âdem-Havva ya da Nuh peygamberde köklerini arayan yaratılış efsanelerine meydan okuyordu. Böylece tebliğ tarihin ötelerine taşarak, jeolojiyi de kapsayan çok geniş bir zaman dizinini gündeme getiriyordu."
Türkiye'deki çağdaş bilim ve eğitim antropolojiyle başlıyor; kısa sürede dil, tarih, coğrafya, jeoloji, biyoloji başta olmak üzere tüm bilim dallarını kapsıyor. Cumhuriyet ve Antropoloji, geçmişle bağını koparan Cumhuriyet'in alternatif bilimsel "Aydınlanma"sını ve ulus-devletin laik "yeni insan"ını yerli ve yabancı özgün kaynaklara başvurarak disiplinlerarası bir anlayışla okura sunuyor.
"Afet Hanım'ın tebliği birçok açıdan dikkat çekiciydi. Öncelikle vurgulanması gereken husus, bu tebliğin "kolektif" bir çalışmanın ürünü olmasıydı. Başta Atatürk olmak üzere birçok Türk Tarih Tetkik Cemiyeti üyesi tebliğin hazırlanışına katkıda bulunmuş olmalıydı. Nitekim daha sonraki yayınlarında Afet İnan bu tebliğine yer vermedi. Bunun bir nedeni tebliğin kolektif niteliği ise, diğeri içeriğiydi. Oysa içerik 1932 yılının "heyecan"ını yansıtıyordu. Kongrenin ilk bilimsel tebliğinin o tarihlerde bir kadına verdirilmesi de ayrı bir önem taşıyordu.
Evrimciliği, Darwinizm'i gündeme getiren bir tebliğdi ve Osmanlı tarihçiliğinde Âdem-Havva ya da Nuh peygamberde köklerini arayan yaratılış efsanelerine meydan okuyordu. Böylece tebliğ tarihin ötelerine taşarak, jeolojiyi de kapsayan çok geniş bir zaman dizinini gündeme getiriyordu."