Şizofreni, insan zihninde alternatif bir gerçeklik yaratması ve onun içinde yaşaması hali. Yaşayan kişi ve ailesi için son derece tahripkâr olsa da dehaya açılan kapılar zaman zaman bu beladan geçiyor. Sibel Torunoğlu çok uzun zamandır şizofreniden mustarip bir yazar. Daha önceki kitaplarında olduğu gibi, Dejavu'da da bu illetin izleri tüm çıplaklığıyla görülüyor.
Kahramanın dönüşümlü halde, küçük bir kız ya da yetişkin bir kadın olarak sahne aldığı Dejavu, okuru da kendi girdabına sokan, güçlü bir anlatıma sahip. Kitapta yer alan metin parçalarını, bir yapboz oyunu gibi, kendi isteğinize göre yer değiştirip okumanız da mümkün, yazarın size sunduğu labirentin içinde kaybolmanız da...
Hepsinden önemlisi, Dejavu bir kez okunup geçilecek bir kitap değil. Çünkü "giriş-gelişme-sonuç" dizgesine oturtulmuş bir olay örgüsü sunmaktan öte bir şey yapıyor. Dejavu'nun amansız döngüsünde, bütün samimiyetiyle hem kendini hem okuru anlamaya çalışıyor: "Neyin var aşkım?"
Şizofreni, insan zihninde alternatif bir gerçeklik yaratması ve onun içinde yaşaması hali. Yaşayan kişi ve ailesi için son derece tahripkâr olsa da dehaya açılan kapılar zaman zaman bu beladan geçiyor. Sibel Torunoğlu çok uzun zamandır şizofreniden mustarip bir yazar. Daha önceki kitaplarında olduğu gibi, Dejavu'da da bu illetin izleri tüm çıplaklığıyla görülüyor.
Kahramanın dönüşümlü halde, küçük bir kız ya da yetişkin bir kadın olarak sahne aldığı Dejavu, okuru da kendi girdabına sokan, güçlü bir anlatıma sahip. Kitapta yer alan metin parçalarını, bir yapboz oyunu gibi, kendi isteğinize göre yer değiştirip okumanız da mümkün, yazarın size sunduğu labirentin içinde kaybolmanız da...
Hepsinden önemlisi, Dejavu bir kez okunup geçilecek bir kitap değil. Çünkü "giriş-gelişme-sonuç" dizgesine oturtulmuş bir olay örgüsü sunmaktan öte bir şey yapıyor. Dejavu'nun amansız döngüsünde, bütün samimiyetiyle hem kendini hem okuru anlamaya çalışıyor: "Neyin var aşkım?"