İbn Meymün, Yahudilik dini açısından önemli bir şahsiyet olup “İkinci Musa” olarak anılmaktadır. Müslüman bir coğrafyada yetişen ve hatta Eyyubi Sarayı'nda saray hekimi olarak görev yapan İbn Meymûn; Fârâbî, İbn Sîna, Gazâlî, İbn Bâcce ve İbn Rüşd gibi Müslüman filozofların yanı sıra özellikle Mutezili kelamından oldukça etkilenmiş ve bu durum eserlerine yansımıştır.
Delaletu'l-Hairin adlı eseri okunduğunda bu etki bariz bir şekilde görülebilir. Bundan dolayı Frank Griffel, İbn Meymün'u İslam Düşüncesi'nin bir tilmizi olarak nitelemiştir.
Eseri önemli kılan diğer bir husus ise İslam Düşüncesi'nin Batı'ya aktarımında bir köprü vazifesi görmüş olmasıdır. 1220'li yıllarda, Palermolu John tarafından Latinceye çevrilen Delaletu'l-Hairin başta Thomas Aquinas, Albertus Magnus, Duns Scotus, Romalı Giles olmak üzere Orta Çağ'daki birçok düşünürün kaynakları arasında yer almaktadır. Nitekim bu düşünürler Rabbi Moses ismi ile İbn Meymûn'a sık sık referansta bulunmakta ve gerek felsefi gerekse teolojik meselelerde onun görüşlerine yer vermektedirler. Dolayısıyla İslam düşüncesinin etkisiyle kaleme alınan bu eserin, Batı'ya yön veren metinlerden biri olduğunu söylemek mümkündür.
Felsefe, teoloji, Yahudi hukuku, Tevrat yorumları gibi konuları ele alan eser genelde düşünce tarihi, özelde ise felsefe tarihi, İslam felsefesi, din felsefesi, kelam, dinler tarihi, tefsir ve fıkıh gibi disiplinlerle yakından ilişkilidir.
İbn Meymün, Yahudilik dini açısından önemli bir şahsiyet olup “İkinci Musa” olarak anılmaktadır. Müslüman bir coğrafyada yetişen ve hatta Eyyubi Sarayı'nda saray hekimi olarak görev yapan İbn Meymûn; Fârâbî, İbn Sîna, Gazâlî, İbn Bâcce ve İbn Rüşd gibi Müslüman filozofların yanı sıra özellikle Mutezili kelamından oldukça etkilenmiş ve bu durum eserlerine yansımıştır.
Delaletu'l-Hairin adlı eseri okunduğunda bu etki bariz bir şekilde görülebilir. Bundan dolayı Frank Griffel, İbn Meymün'u İslam Düşüncesi'nin bir tilmizi olarak nitelemiştir.
Eseri önemli kılan diğer bir husus ise İslam Düşüncesi'nin Batı'ya aktarımında bir köprü vazifesi görmüş olmasıdır. 1220'li yıllarda, Palermolu John tarafından Latinceye çevrilen Delaletu'l-Hairin başta Thomas Aquinas, Albertus Magnus, Duns Scotus, Romalı Giles olmak üzere Orta Çağ'daki birçok düşünürün kaynakları arasında yer almaktadır. Nitekim bu düşünürler Rabbi Moses ismi ile İbn Meymûn'a sık sık referansta bulunmakta ve gerek felsefi gerekse teolojik meselelerde onun görüşlerine yer vermektedirler. Dolayısıyla İslam düşüncesinin etkisiyle kaleme alınan bu eserin, Batı'ya yön veren metinlerden biri olduğunu söylemek mümkündür.
Felsefe, teoloji, Yahudi hukuku, Tevrat yorumları gibi konuları ele alan eser genelde düşünce tarihi, özelde ise felsefe tarihi, İslam felsefesi, din felsefesi, kelam, dinler tarihi, tefsir ve fıkıh gibi disiplinlerle yakından ilişkilidir.