#smrgKİTABEVİ Demokraasi Yalanları ve Seçimler - 2023
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6254418730
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
192
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
189,00
Havale/EFT ile:
183,33
Siparişiniz 3&6 iş günü arasında kargoda
1199209966
596474
https://www.simurgkitabevi.com/demokraasi-yalanlari-ve-secimler-2023
Demokraasi Yalanları ve Seçimler - 2023 #smrgKİTABEVİ
189.00
“Memleket dayanışma isteyen bir birliğe muhtaçtır. Alelade politikacılarla milleti parçalamak hıyanettir.” - Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Seçim güvenliği, Türkiye siyasetinin uzun zamandır önemli başlıklarından biri.
Bu konuda uzun süre gündemi meşgul eden kararlardan biri, Yüksek Seçim Kurulu'nun referandumda oylama devam ederken “mühürsüz oyların kabul edileceğini” açıklamasıydı.
“Trafoya kedi girdi!” açıklamasından sonra tüm seçimler şaibe altında kaldı. Bu kedi bir türlü o trafodan çıkamadı.
Demokrasi bir amaç olamaz. Demokrasi bir adalet mekanizması olabilir.
Demokrasi tramvayına binenler, inenler uzun zamandır görülüyor ve tartışılıyor.
Türk demokrasi tarihi ve seçimleri son yirmi yıl dışında bu kadar tartışılmadı, “şüpheli sandık” diyebileceğimiz faili meçhul sandıklar hâlâ muamma.
Siyaset ve demokrasi tarihimize “şaibeli seçimlerin” damga vurmasına tüm siyasi partiler müsaade etti. Halk ise kendi zaferleri ile mutmain oldu. Bugün 1946'dan itibaren seçimlerin sonuçlarının aslında Türkiye'de iktidarı tayin etmediğini, asıl meselenin görünmeyen yüzünün kullanılan sistem, sayılan oy, sahip çıkılmayan sandık ve eğitim, dürüstlük ve ahlak olduğunu görüyoruz.
Davulu kim çalarsa iktidar o değil. Çünkü tokmak başkasının elinde. Bugün gelmiş olduğumuz nokta seçim kültürü, demokrasi ve demokratik denilebilecek bir şeylerin sadece cümlelerden ibaret olduğudur. Bu kitapta çalınan geleceğimizi belgeleriyle anlattım.
Seçim güvenliği, Türkiye siyasetinin uzun zamandır önemli başlıklarından biri.
Bu konuda uzun süre gündemi meşgul eden kararlardan biri, Yüksek Seçim Kurulu'nun referandumda oylama devam ederken “mühürsüz oyların kabul edileceğini” açıklamasıydı.
“Trafoya kedi girdi!” açıklamasından sonra tüm seçimler şaibe altında kaldı. Bu kedi bir türlü o trafodan çıkamadı.
Demokrasi bir amaç olamaz. Demokrasi bir adalet mekanizması olabilir.
Demokrasi tramvayına binenler, inenler uzun zamandır görülüyor ve tartışılıyor.
Türk demokrasi tarihi ve seçimleri son yirmi yıl dışında bu kadar tartışılmadı, “şüpheli sandık” diyebileceğimiz faili meçhul sandıklar hâlâ muamma.
Siyaset ve demokrasi tarihimize “şaibeli seçimlerin” damga vurmasına tüm siyasi partiler müsaade etti. Halk ise kendi zaferleri ile mutmain oldu. Bugün 1946'dan itibaren seçimlerin sonuçlarının aslında Türkiye'de iktidarı tayin etmediğini, asıl meselenin görünmeyen yüzünün kullanılan sistem, sayılan oy, sahip çıkılmayan sandık ve eğitim, dürüstlük ve ahlak olduğunu görüyoruz.
Davulu kim çalarsa iktidar o değil. Çünkü tokmak başkasının elinde. Bugün gelmiş olduğumuz nokta seçim kültürü, demokrasi ve demokratik denilebilecek bir şeylerin sadece cümlelerden ibaret olduğudur. Bu kitapta çalınan geleceğimizi belgeleriyle anlattım.
“Memleket dayanışma isteyen bir birliğe muhtaçtır. Alelade politikacılarla milleti parçalamak hıyanettir.” - Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Seçim güvenliği, Türkiye siyasetinin uzun zamandır önemli başlıklarından biri.
Bu konuda uzun süre gündemi meşgul eden kararlardan biri, Yüksek Seçim Kurulu'nun referandumda oylama devam ederken “mühürsüz oyların kabul edileceğini” açıklamasıydı.
“Trafoya kedi girdi!” açıklamasından sonra tüm seçimler şaibe altında kaldı. Bu kedi bir türlü o trafodan çıkamadı.
Demokrasi bir amaç olamaz. Demokrasi bir adalet mekanizması olabilir.
Demokrasi tramvayına binenler, inenler uzun zamandır görülüyor ve tartışılıyor.
Türk demokrasi tarihi ve seçimleri son yirmi yıl dışında bu kadar tartışılmadı, “şüpheli sandık” diyebileceğimiz faili meçhul sandıklar hâlâ muamma.
Siyaset ve demokrasi tarihimize “şaibeli seçimlerin” damga vurmasına tüm siyasi partiler müsaade etti. Halk ise kendi zaferleri ile mutmain oldu. Bugün 1946'dan itibaren seçimlerin sonuçlarının aslında Türkiye'de iktidarı tayin etmediğini, asıl meselenin görünmeyen yüzünün kullanılan sistem, sayılan oy, sahip çıkılmayan sandık ve eğitim, dürüstlük ve ahlak olduğunu görüyoruz.
Davulu kim çalarsa iktidar o değil. Çünkü tokmak başkasının elinde. Bugün gelmiş olduğumuz nokta seçim kültürü, demokrasi ve demokratik denilebilecek bir şeylerin sadece cümlelerden ibaret olduğudur. Bu kitapta çalınan geleceğimizi belgeleriyle anlattım.
Seçim güvenliği, Türkiye siyasetinin uzun zamandır önemli başlıklarından biri.
Bu konuda uzun süre gündemi meşgul eden kararlardan biri, Yüksek Seçim Kurulu'nun referandumda oylama devam ederken “mühürsüz oyların kabul edileceğini” açıklamasıydı.
“Trafoya kedi girdi!” açıklamasından sonra tüm seçimler şaibe altında kaldı. Bu kedi bir türlü o trafodan çıkamadı.
Demokrasi bir amaç olamaz. Demokrasi bir adalet mekanizması olabilir.
Demokrasi tramvayına binenler, inenler uzun zamandır görülüyor ve tartışılıyor.
Türk demokrasi tarihi ve seçimleri son yirmi yıl dışında bu kadar tartışılmadı, “şüpheli sandık” diyebileceğimiz faili meçhul sandıklar hâlâ muamma.
Siyaset ve demokrasi tarihimize “şaibeli seçimlerin” damga vurmasına tüm siyasi partiler müsaade etti. Halk ise kendi zaferleri ile mutmain oldu. Bugün 1946'dan itibaren seçimlerin sonuçlarının aslında Türkiye'de iktidarı tayin etmediğini, asıl meselenin görünmeyen yüzünün kullanılan sistem, sayılan oy, sahip çıkılmayan sandık ve eğitim, dürüstlük ve ahlak olduğunu görüyoruz.
Davulu kim çalarsa iktidar o değil. Çünkü tokmak başkasının elinde. Bugün gelmiş olduğumuz nokta seçim kültürü, demokrasi ve demokratik denilebilecek bir şeylerin sadece cümlelerden ibaret olduğudur. Bu kitapta çalınan geleceğimizi belgeleriyle anlattım.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.