Ne İsveç modeli olarak bilinen ve daha çok reel sosyalizmi dengelemek isteyen Batı kapitalizmi tarzı rekabetçi yaklaşımları -ki reel sosyalizmin çözülüşüyle bu tür yaklaşımlar da çözümsüzlüğe girmişlerdir- ne de Türkiye'de sosyal demokrat belediyeciliğin yüzeysel restorasyonla yetinen ve onu dahi gerçekleştirmede yeterli iradeyi gösteremeyen ucuz halkçılığıyla mümkündür.
Demokratik yerel yönetimler sonuna kadar halkçı olacaktır. Ama bu halk günlük yaşamın ağır baskısıyla bunaltılmış ve ufku daraltılmış bir halk değilr yüksek demokrasi bilinciyle yerelin sorunlarını ulusal ve global sorunlardan koparmayanr ama yerelin somutluğundan da uzak durmayan bir halk olacaktın İşte yerel yönetimlerin asıl görevi de böylesi bir halkın gelişiminde yöneten ve öncülük eden rolünü oynamaktır. (Arka kapaktan)
Ne İsveç modeli olarak bilinen ve daha çok reel sosyalizmi dengelemek isteyen Batı kapitalizmi tarzı rekabetçi yaklaşımları -ki reel sosyalizmin çözülüşüyle bu tür yaklaşımlar da çözümsüzlüğe girmişlerdir- ne de Türkiye'de sosyal demokrat belediyeciliğin yüzeysel restorasyonla yetinen ve onu dahi gerçekleştirmede yeterli iradeyi gösteremeyen ucuz halkçılığıyla mümkündür.
Demokratik yerel yönetimler sonuna kadar halkçı olacaktır. Ama bu halk günlük yaşamın ağır baskısıyla bunaltılmış ve ufku daraltılmış bir halk değilr yüksek demokrasi bilinciyle yerelin sorunlarını ulusal ve global sorunlardan koparmayanr ama yerelin somutluğundan da uzak durmayan bir halk olacaktın İşte yerel yönetimlerin asıl görevi de böylesi bir halkın gelişiminde yöneten ve öncülük eden rolünü oynamaktır. (Arka kapaktan)