#smrgSAHAF Dendil - 2019
Dendil'de birbirinden etkileyici dört hikâye yer alıyor: Dino Buzzati'nin Tatar Çölü'yle adeta akrabalık taşıyan “Şifa Mahalli”, riyakâr aile ilişkilerine neşter atan “Yangın”, traji komik bir durumu kara mizah üslubuyla işleyen “Keykavus, Kel ve Ben” ve kitaba adını veren ilk hikâye; Sâedi'nin İran edebiyatında temsilcisi olduğu büyülü gerçekçiliğin örneklerinden “Dendil”.
“Tamara kuaföre gitmiş, kirpiklerini yeşil yaptırmıştı. Dalgalı saçlarının ortasına büyük bir gül tutturulmuştu. Ayağında bağcıklı ve topuklu ayakkabıları, üstünde askılı kırmızı bir bluz vardı; telaşlıydı. Manasızca odada yürüyor, durmadan gramofondaki plağı değiştiriyordu. Gidip gelip aynanın önünde duruyor, kendine bakıyor, dudaklarının ve gözlerinin kenarını mendille temizliyordu.”
YAZAR Gulam Hüseyin Sâedi (1936, Tebriz–1985, Paris) Türk kökenli memur bir ailenin çocuğudur. 18 yaşına gelmeden, çoğunu kendisinin kurduğu çeşitli gazete ve dergilerde çıkan yazıları nedeniyle mahkûm edildi. 20 yaşında Tıp Fakültesi'ne girdi, Psikiyatri alanında uzmanlığını yaptı. Bir hastanede çalışmaya başladı, aynı zamanda bir muayenehane açarak burada hastalara ücretsiz hizmet etti. Döneminin ünlü yazarlarıyla birlikte İran'ın modern edebiyatının oluşmasında önemli bir rolü oldu. Roman ve hikâyelerinin yanı sıra tiyatro oyunlarıyla ünlendi. Oyunları çağdaş İran tiyatrosunun ilk örneklerindendir. Senaryoları da bulunan yazarın "Gav” (İnek) adlı senaryosu, ünlü İranlı yönetmen Daryuş Mehrcui tarafından filme alındı. Çizdiği muhalif profilden ötürü İslam Devrimi'nin ardından göç etmek zorunda kaldığı Paris'te öldü. Père Lachaise Mezarlığı'nda Sâdık Hidâyet'le yan yana yatmaktadır.
Dendil'de birbirinden etkileyici dört hikâye yer alıyor: Dino Buzzati'nin Tatar Çölü'yle adeta akrabalık taşıyan “Şifa Mahalli”, riyakâr aile ilişkilerine neşter atan “Yangın”, traji komik bir durumu kara mizah üslubuyla işleyen “Keykavus, Kel ve Ben” ve kitaba adını veren ilk hikâye; Sâedi'nin İran edebiyatında temsilcisi olduğu büyülü gerçekçiliğin örneklerinden “Dendil”.
“Tamara kuaföre gitmiş, kirpiklerini yeşil yaptırmıştı. Dalgalı saçlarının ortasına büyük bir gül tutturulmuştu. Ayağında bağcıklı ve topuklu ayakkabıları, üstünde askılı kırmızı bir bluz vardı; telaşlıydı. Manasızca odada yürüyor, durmadan gramofondaki plağı değiştiriyordu. Gidip gelip aynanın önünde duruyor, kendine bakıyor, dudaklarının ve gözlerinin kenarını mendille temizliyordu.”
YAZAR Gulam Hüseyin Sâedi (1936, Tebriz–1985, Paris) Türk kökenli memur bir ailenin çocuğudur. 18 yaşına gelmeden, çoğunu kendisinin kurduğu çeşitli gazete ve dergilerde çıkan yazıları nedeniyle mahkûm edildi. 20 yaşında Tıp Fakültesi'ne girdi, Psikiyatri alanında uzmanlığını yaptı. Bir hastanede çalışmaya başladı, aynı zamanda bir muayenehane açarak burada hastalara ücretsiz hizmet etti. Döneminin ünlü yazarlarıyla birlikte İran'ın modern edebiyatının oluşmasında önemli bir rolü oldu. Roman ve hikâyelerinin yanı sıra tiyatro oyunlarıyla ünlendi. Oyunları çağdaş İran tiyatrosunun ilk örneklerindendir. Senaryoları da bulunan yazarın "Gav” (İnek) adlı senaryosu, ünlü İranlı yönetmen Daryuş Mehrcui tarafından filme alındı. Çizdiği muhalif profilden ötürü İslam Devrimi'nin ardından göç etmek zorunda kaldığı Paris'te öldü. Père Lachaise Mezarlığı'nda Sâdık Hidâyet'le yan yana yatmaktadır.