#smrgSAHAF Derename ya da Hace Fesad ve Söz Ebesi / Edhem ü Hüma - 1990

Editör:
Kondisyon:
Yeni Gibi
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dilek Basımevi
ISBN-10:
Kargoya Teslim Süresi:
1&3
Hazırlayan:
Turgut Karacan
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199020865
Boyut:
13x19
Sayfa Sayısı:
40+88
Basım Yeri:
Sivas
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1990
Kapak Türü:
Orijinal kapağında
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199020865
406967
Derename ya da Hace Fesad ve Söz Ebesi / Edhem ü Hüma -        1990
Derename ya da Hace Fesad ve Söz Ebesi / Edhem ü Hüma - 1990 #smrgSAHAF
0.00
XVII. yüzyılda İran etkisinden kurtulmak isteyen divan şairlerimiz değişik ve el atılmamış yeni ve yerli konular arayışı içine girerler. Bu bir çeşit klasik konulardan kaçış ulusal değerlere dönüştür. İşte bu amaçla XVII. yüzyıl şairlerinin hemen hemen çoğunda yerlilik ve yenilik söz konusudur.

Sabit, yerlilik ve yeniliği halka yaklaşmada bulur. Şiirlerini atasözleri ve deyimler üzerine kurar. Ancak bununla da yetinmeyerek, halkın malı günlük yaşamın küçük olaylarını mesnevilerine konu yapar. Derename ve Berbername, bu amacın ürünleridir. Hatta Zafername ve Edhem ü Hüma'da bile alışılagelmişin dışında bir tarz bulmak mümkündür.

Derename, klasik hikayelerden farklı bir mesnevidir. Dil, ifade, konusundaki yerlilik ve yenilik, enteresan tip ve sahnelerle dikkat çeker. Mahalli hayatın gündelik olayları, yeni mazmunlar ve söz oyunları, etrafında teşekkül eden mizah ve şehevi duygular eserin mihverini oluşturur. Bu itibarla eserin üç temel öge üzerinde oturtulmak istendiği ortaya çıkar. Deyimler, argoya varan halk söyleyişleri mizah ve şehevi duygular.

Deyimler ve argoya kaçan halk söyleyişleri Sabit tarzının vazgeçilmez unsurlarıdır.

Edhem ü Hüma (Topkapı Sarayı Emanet Hazinesi No: 1620) meşhur mutasavvıf İbrahim Edhem'in yazılan hayatı etrafında cereyan eden ve Edhemname adını alan eserlerden hareketle kaleme alınmış bir aşk hikayesidir. Zaten çoğu edebiyat tarihçileri ve biyografi yazarları Sabit' ten ve eserlerinden bahsederken Edhem ü Hüma' yı Edhemname adı altında yanlış olarak zikretmişlerdir. İki eser arasındaki benzerlik ortada; hatta Sabit'in Na'ti Mustafa ve eserlerinden bahsetmesi iki konunun birbirine karıştırılması için yeterli bir sebeptir.

Eser layıkıyla incelenmediği için Edhem ü Hüma daima Edhemname şeklinde düşünülmüştür. Gibb'in bu konuya getirdiği açıklık bile daha sonraları eserden bahseden kaynakların gözünden kaçmıştır.

Gerçekten iki eser arasındaki yakınlık ve benzerlik eser dikkatle okunmadıkça ayırt edilebilecek gibi değildir. Edhemname'deki motifler aynıyla Edhem ü Hüma'da mevcuttur. Ancak bunlar şekli benzerlikler olarak görülür. Edhemname'de, İbrahim Edhemi'n taç ve tahtını terk etmesi hafiften gelen bir sesle olur. Edhem ü Hüma da ise mistik ruh, Edhem'in kendinde kendi içinde olmuştur. Edhem dıştan gelen bir etkiyle tacını tahtını bırakan bir şehzade değil, güzellik timsali bir sultandır. Huma'ya olan tutkusu ise tamamen dünyevi ve maddidir. -Turgut Karacan

XVII. yüzyılda İran etkisinden kurtulmak isteyen divan şairlerimiz değişik ve el atılmamış yeni ve yerli konular arayışı içine girerler. Bu bir çeşit klasik konulardan kaçış ulusal değerlere dönüştür. İşte bu amaçla XVII. yüzyıl şairlerinin hemen hemen çoğunda yerlilik ve yenilik söz konusudur.

Sabit, yerlilik ve yeniliği halka yaklaşmada bulur. Şiirlerini atasözleri ve deyimler üzerine kurar. Ancak bununla da yetinmeyerek, halkın malı günlük yaşamın küçük olaylarını mesnevilerine konu yapar. Derename ve Berbername, bu amacın ürünleridir. Hatta Zafername ve Edhem ü Hüma'da bile alışılagelmişin dışında bir tarz bulmak mümkündür.

Derename, klasik hikayelerden farklı bir mesnevidir. Dil, ifade, konusundaki yerlilik ve yenilik, enteresan tip ve sahnelerle dikkat çeker. Mahalli hayatın gündelik olayları, yeni mazmunlar ve söz oyunları, etrafında teşekkül eden mizah ve şehevi duygular eserin mihverini oluşturur. Bu itibarla eserin üç temel öge üzerinde oturtulmak istendiği ortaya çıkar. Deyimler, argoya varan halk söyleyişleri mizah ve şehevi duygular.

Deyimler ve argoya kaçan halk söyleyişleri Sabit tarzının vazgeçilmez unsurlarıdır.

Edhem ü Hüma (Topkapı Sarayı Emanet Hazinesi No: 1620) meşhur mutasavvıf İbrahim Edhem'in yazılan hayatı etrafında cereyan eden ve Edhemname adını alan eserlerden hareketle kaleme alınmış bir aşk hikayesidir. Zaten çoğu edebiyat tarihçileri ve biyografi yazarları Sabit' ten ve eserlerinden bahsederken Edhem ü Hüma' yı Edhemname adı altında yanlış olarak zikretmişlerdir. İki eser arasındaki benzerlik ortada; hatta Sabit'in Na'ti Mustafa ve eserlerinden bahsetmesi iki konunun birbirine karıştırılması için yeterli bir sebeptir.

Eser layıkıyla incelenmediği için Edhem ü Hüma daima Edhemname şeklinde düşünülmüştür. Gibb'in bu konuya getirdiği açıklık bile daha sonraları eserden bahseden kaynakların gözünden kaçmıştır.

Gerçekten iki eser arasındaki yakınlık ve benzerlik eser dikkatle okunmadıkça ayırt edilebilecek gibi değildir. Edhemname'deki motifler aynıyla Edhem ü Hüma'da mevcuttur. Ancak bunlar şekli benzerlikler olarak görülür. Edhemname'de, İbrahim Edhemi'n taç ve tahtını terk etmesi hafiften gelen bir sesle olur. Edhem ü Hüma da ise mistik ruh, Edhem'in kendinde kendi içinde olmuştur. Edhem dıştan gelen bir etkiyle tacını tahtını bırakan bir şehzade değil, güzellik timsali bir sultandır. Huma'ya olan tutkusu ise tamamen dünyevi ve maddidir. -Turgut Karacan

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat