Muzaffer Oruçoğlu'nun efsanevi romanı "Dersim" sadece bir direniş destanı değil. Doğayla kardeşliğin, çiçeğin dilinden anlamanın, yaban keçilerinin çağrısının romanı. Oruçoğlu'nun eşsiz saha bilgisi, bölge tarihine hâkimiyeti ve başta Seyit Rıza olmak üzere Dersim'le, Dersimlilerle aynılaşmasının romanı. Dersim'e bakarak okurun "öğreneceklerini" sıralamak da mümkün, Türkçe'nin bir zaferine şahit olmak da. Oğlundan önce asılmayı dileyen, bu dileği kabul görmedikten sonra haykıran Seyit'in son sözleri hâlâ insanlığın kulağında: "Ma ewladê Kerbelay me! Ayıboo! Zılmoo! Cinayetoo!"
Muzaffer Oruçoğlu'nun efsanevi romanı "Dersim" sadece bir direniş destanı değil. Doğayla kardeşliğin, çiçeğin dilinden anlamanın, yaban keçilerinin çağrısının romanı. Oruçoğlu'nun eşsiz saha bilgisi, bölge tarihine hâkimiyeti ve başta Seyit Rıza olmak üzere Dersim'le, Dersimlilerle aynılaşmasının romanı. Dersim'e bakarak okurun "öğreneceklerini" sıralamak da mümkün, Türkçe'nin bir zaferine şahit olmak da. Oğlundan önce asılmayı dileyen, bu dileği kabul görmedikten sonra haykıran Seyit'in son sözleri hâlâ insanlığın kulağında: "Ma ewladê Kerbelay me! Ayıboo! Zılmoo! Cinayetoo!"