Bir devrimci gencin 23 yıllık kısacık hayatıyla kişisel anılarımızda ve devrim tarihimizde nasıl derin izler bıraktığı bu kitabı okudukça daha iyi anlaşılıyor. 30 Mart 1972 günü Tokat'ın Kızıldere Köyü'nde yapılan katliamın üzerinden 40 yıldan fazla geçti. O gün 20'li yaşlardaki 11 genç insanı bir dağ köyünde kuşatan koca bir ordu ve MİT güçleri, biraz bekleyip sağ yakalamak imkanı olduğu ve karşıdan da ateş açılmadığı halde, “Konuşacağız” diye dama çağırıp bir anda topuyla tüfeğiyle saldırarak vahşi bir katliam yaptı.
Sömürüye ve emperyalizme karşı halkın yanında yer almaya çalışan gencecik ve çok iyi yetişmiş insanlar, bu katliamla yok edildi. Kızıldere toplukıyımını yapan sivil ve asker kadrolar tarihin çöplüğüne giderken, öldürülen devrimciler halkın gönlünde yer etti. Anıları dillerde dolaşıyor, posterleri bayrak gibi dalgalanıyor Onların. Kısacık yaşamlarıyla tarihe şu kaydı düştü Onlar:
Devrimciler ölmez.
Bir devrimci gencin 23 yıllık kısacık hayatıyla kişisel anılarımızda ve devrim tarihimizde nasıl derin izler bıraktığı bu kitabı okudukça daha iyi anlaşılıyor. 30 Mart 1972 günü Tokat'ın Kızıldere Köyü'nde yapılan katliamın üzerinden 40 yıldan fazla geçti. O gün 20'li yaşlardaki 11 genç insanı bir dağ köyünde kuşatan koca bir ordu ve MİT güçleri, biraz bekleyip sağ yakalamak imkanı olduğu ve karşıdan da ateş açılmadığı halde, “Konuşacağız” diye dama çağırıp bir anda topuyla tüfeğiyle saldırarak vahşi bir katliam yaptı.
Sömürüye ve emperyalizme karşı halkın yanında yer almaya çalışan gencecik ve çok iyi yetişmiş insanlar, bu katliamla yok edildi. Kızıldere toplukıyımını yapan sivil ve asker kadrolar tarihin çöplüğüne giderken, öldürülen devrimciler halkın gönlünde yer etti. Anıları dillerde dolaşıyor, posterleri bayrak gibi dalgalanıyor Onların. Kısacık yaşamlarıyla tarihe şu kaydı düştü Onlar:
Devrimciler ölmez.