#smrgKİTABEVİ Dil Tarih ve İnsan -
Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Bayrak Matbaacılık
Dizi Adı:
Türk Dili İncelemeleri 5
ISBN-10:
9786054117345
Kargoya Teslim Süresi:
6&9
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
415 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
4
Basım Tarihi:
2009
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
252,45
Havale/EFT ile:
244,88
Siparişiniz 6&9 iş günü arasında kargoda
1199138979
525071
https://www.simurgkitabevi.com/dil-tarih-ve-insan-3
Dil Tarih ve İnsan - #smrgKİTABEVİ
252.45
Dil, insan varlığımızın başlangıç noktasını oluşturmaktadır. Tarih ise, "şimdi" ve "burada" bulunmayanları, şimdiye ve buraya, başka bir değişle, içinde yaşadığımız zaman ve mekan dilimine getirebilme imkanıdır. Bu imkan yalnız insana tanınmıştır; insana bu gücü veren ise dil dediğimiz saymacalar sistemidir. İnsanın tabii varlığına tarihi katan, "kişi"yi, "insan" yapan odur. Bizim kişi (biyolojik ) kimliğimizle son sözü nasıl ki genetik ve coğrafya söylüyorsa, insan (tarih) kimliğimizde de son sözü, bu ilk öğrendiğimiz dil söylemektedir. İşte "ana dili" veya "ilk dil" dediğimiz olgunun önemi de buradadır. İnsanın ilk öğrendiği dil, onun insan kimliğinin veya tarihi kimliğinin temelidir. Sonradan öğrenilen hep bu temel üzerinde biçimlenir.Kısacası diller, insanların insanların tarihi ve milli kimliklerinin doğduğu yerlerdir.Kişilerin insan tarafları yani tarihi ve milli kimlikleri bu ilk yurtlarda gerçekleşir. Dil, tarih ve insan sözleri, aralarında mevcudiyet birliği, var oluş birlikteliği olan kavramlar... Bu üç kavram birlikte var veya yokturlar; birinin yokluğu, diğerinin yokluğu birinin varlığı diğerlerinin varlığı demektir. Hem ürünü hem üreticisi olduğumuz tek alan dil... "insan" oluş serüvenimizin başlangıç noktası... Dil, Tarih ve İnsan'ın bu genişletilmiş dördüncü baskısında, bir yandan bu kavramlar irdelenirken, bir yandan da Türkçenin başka dillere yaptığı derin etki gözler önüne serilmektedir (Tanıtım Bülteninden)
Dil, insan varlığımızın başlangıç noktasını oluşturmaktadır. Tarih ise, "şimdi" ve "burada" bulunmayanları, şimdiye ve buraya, başka bir değişle, içinde yaşadığımız zaman ve mekan dilimine getirebilme imkanıdır. Bu imkan yalnız insana tanınmıştır; insana bu gücü veren ise dil dediğimiz saymacalar sistemidir. İnsanın tabii varlığına tarihi katan, "kişi"yi, "insan" yapan odur. Bizim kişi (biyolojik ) kimliğimizle son sözü nasıl ki genetik ve coğrafya söylüyorsa, insan (tarih) kimliğimizde de son sözü, bu ilk öğrendiğimiz dil söylemektedir. İşte "ana dili" veya "ilk dil" dediğimiz olgunun önemi de buradadır. İnsanın ilk öğrendiği dil, onun insan kimliğinin veya tarihi kimliğinin temelidir. Sonradan öğrenilen hep bu temel üzerinde biçimlenir.Kısacası diller, insanların insanların tarihi ve milli kimliklerinin doğduğu yerlerdir.Kişilerin insan tarafları yani tarihi ve milli kimlikleri bu ilk yurtlarda gerçekleşir. Dil, tarih ve insan sözleri, aralarında mevcudiyet birliği, var oluş birlikteliği olan kavramlar... Bu üç kavram birlikte var veya yokturlar; birinin yokluğu, diğerinin yokluğu birinin varlığı diğerlerinin varlığı demektir. Hem ürünü hem üreticisi olduğumuz tek alan dil... "insan" oluş serüvenimizin başlangıç noktası... Dil, Tarih ve İnsan'ın bu genişletilmiş dördüncü baskısında, bir yandan bu kavramlar irdelenirken, bir yandan da Türkçenin başka dillere yaptığı derin etki gözler önüne serilmektedir (Tanıtım Bülteninden)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.