Dilin, toplumsal açıdan bir bildirişim aracı, iç düzen bakımından ise bir yapı olarak değerlendirilmesi, bundan ötürü de bildirişim işlevinin yapısal, yapısal işlevin bildirişimsel bir nitelikle donatılması, izlenen doğrultuyu belirleyen bilimsel tutumun başlıca özellikleri arasındadır. İşlev kavramı aracılığıyla bildirişimden kalkarak yapıya, yapıdan kalkarak bildirişime ulaşan düşünsel bir devinim, ele alınan kavram ve ilkelerin saptanmasında benimsenen ölçütlere egemendir ve tüm dil olguları bu devinimin çizdiği uzamda irdelenmektedir. Bildirişim eyleminden bildiriye, bildiriden en küçük göstergelerle bunların içerdiği değişik türden öğe ve bağıntılara, bağıntılardan da yapıya doğru gelişen, her aşamasında işlev kavramının ayrıcalıklı yerini koruduğu bir süreç içinde ele alınan olgular, yapıdan kalkarak ve tersine bir yol izleyerek bildirişim düzlemine ulaşmaya da olanak veren bir kavramlaştırma işlemiyle belirlenmekte bildirişim çevriminde bir tür toplumsal ortak payda oluşturan yapı, aynı dilin sınırları içinde karşılaşılan değişik kullanımlarla devingen bildirişim koşullarından kaynaklanan çeşitliliğin değerlendirilmesinde de temel ölçüt sayılmaktadır. Bu yaklaşım, dil olgusunu hem en özlü anlatımına, bir başka deyişle kavramsal bir çekirdeğe (bildirişim - işlev - yapı) indirgemeyi, hem de tüm kapsam ve derinliğiyle algılamayı olanaklı kılan bir bakış açısı içermektedir. (Önsöz'den)
Dilin, toplumsal açıdan bir bildirişim aracı, iç düzen bakımından ise bir yapı olarak değerlendirilmesi, bundan ötürü de bildirişim işlevinin yapısal, yapısal işlevin bildirişimsel bir nitelikle donatılması, izlenen doğrultuyu belirleyen bilimsel tutumun başlıca özellikleri arasındadır. İşlev kavramı aracılığıyla bildirişimden kalkarak yapıya, yapıdan kalkarak bildirişime ulaşan düşünsel bir devinim, ele alınan kavram ve ilkelerin saptanmasında benimsenen ölçütlere egemendir ve tüm dil olguları bu devinimin çizdiği uzamda irdelenmektedir. Bildirişim eyleminden bildiriye, bildiriden en küçük göstergelerle bunların içerdiği değişik türden öğe ve bağıntılara, bağıntılardan da yapıya doğru gelişen, her aşamasında işlev kavramının ayrıcalıklı yerini koruduğu bir süreç içinde ele alınan olgular, yapıdan kalkarak ve tersine bir yol izleyerek bildirişim düzlemine ulaşmaya da olanak veren bir kavramlaştırma işlemiyle belirlenmekte bildirişim çevriminde bir tür toplumsal ortak payda oluşturan yapı, aynı dilin sınırları içinde karşılaşılan değişik kullanımlarla devingen bildirişim koşullarından kaynaklanan çeşitliliğin değerlendirilmesinde de temel ölçüt sayılmaktadır. Bu yaklaşım, dil olgusunu hem en özlü anlatımına, bir başka deyişle kavramsal bir çekirdeğe (bildirişim - işlev - yapı) indirgemeyi, hem de tüm kapsam ve derinliğiyle algılamayı olanaklı kılan bir bakış açısı içermektedir. (Önsöz'den)