Frithjof Schuon a göre " Gerçekten her şey daha önceden söylenmiştir, ama her şeyin her zaman herkesce anlaşılmış olması için daha pek çok şey gereklidir.Demek ki "yeni hakikatler" sunma gibi bir amaç söz konusu olamaz.Bununla birlikte çağımızda, hatta dinin asıllarından uzaklaşan her çağda, zorunlu olan şey, ruhun özünde ezeli bir yazıyla yazılı hakikatleri yeniden keşfetmeleri için, kimilerine yeni anahtarlar sağlamaktır.Bu anahtarlar eskilerinden daha değişik, daha çok düşünceyle ilgilidir, ama onlardan daha iyi değildir."
Aynı bağlamda yazar Formes et substance dans les religions adlı eserinde şöyle demektedir: "Aslında her şey daha önceden söylenmiştir, hem de çok iyi bir şekilde; ama onları her zaman yeniden söylemek gerekmektedir.Onları söylerken de, her zaman ne yapılmışsa onu yapmak, yani düşünen egonun içinde değil, fakat insan aklının insanı aşan, aşkın cevherinde bulunan hakikatleri düşünce planında dile getirmek gerekmektedir.İnsan aklı bir bütündür.Dolayısıyla temel olarak mutlakı, sonra da mutlaka bağlı olarak nisbinin anlamını kavrayabilecek düzeydedir.Mutlakı kavramak demek nisbiyi de kavramak demektir; sonra da mutlakın içinde nisbinin köklerini, nisbinin içinde de mutlakın yansımalarını kavramak demektir.Bütün metafizik, bütün kozmoloji son tahlilde Evrensel "Maya"ya özgü olan ve buna göre, bizzat aklın cevherine bağlı olan, mutlak ve nisbinin birbirinin tamamlayıcısı olma durumunu ortaya çıkarır."
Frithjof Schuon a göre " Gerçekten her şey daha önceden söylenmiştir, ama her şeyin her zaman herkesce anlaşılmış olması için daha pek çok şey gereklidir.Demek ki "yeni hakikatler" sunma gibi bir amaç söz konusu olamaz.Bununla birlikte çağımızda, hatta dinin asıllarından uzaklaşan her çağda, zorunlu olan şey, ruhun özünde ezeli bir yazıyla yazılı hakikatleri yeniden keşfetmeleri için, kimilerine yeni anahtarlar sağlamaktır.Bu anahtarlar eskilerinden daha değişik, daha çok düşünceyle ilgilidir, ama onlardan daha iyi değildir."
Aynı bağlamda yazar Formes et substance dans les religions adlı eserinde şöyle demektedir: "Aslında her şey daha önceden söylenmiştir, hem de çok iyi bir şekilde; ama onları her zaman yeniden söylemek gerekmektedir.Onları söylerken de, her zaman ne yapılmışsa onu yapmak, yani düşünen egonun içinde değil, fakat insan aklının insanı aşan, aşkın cevherinde bulunan hakikatleri düşünce planında dile getirmek gerekmektedir.İnsan aklı bir bütündür.Dolayısıyla temel olarak mutlakı, sonra da mutlaka bağlı olarak nisbinin anlamını kavrayabilecek düzeydedir.Mutlakı kavramak demek nisbiyi de kavramak demektir; sonra da mutlakın içinde nisbinin köklerini, nisbinin içinde de mutlakın yansımalarını kavramak demektir.Bütün metafizik, bütün kozmoloji son tahlilde Evrensel "Maya"ya özgü olan ve buna göre, bizzat aklın cevherine bağlı olan, mutlak ve nisbinin birbirinin tamamlayıcısı olma durumunu ortaya çıkarır."