#smrgKİTABEVİ Dinmeyen Fırtına: Zeki Sarıhan'a Armağan - 2023
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6256822399
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
302
Basım Yeri:
Çanakkale
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
187,00
Havale/EFT ile:
181,39
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199218345
604966
https://www.simurgkitabevi.com/dinmeyen-firtina-zeki-sarihana-armagan-2023
Dinmeyen Fırtına: Zeki Sarıhan'a Armağan - 2023 #smrgKİTABEVİ
187.00
Kitabıma, bütün okuyucuların içtenlikle yanıt vermesini istediğim şöyle bir soruyla başlamak istiyorum: Aydın deyince ne anlıyoruz? Böyle temel bir soru karşısında çoğumuzun zihninde “ülkenin sorunlarına çözüm bulmaya çalışan, halka yol gösteren okumuş insanlar canlanır”. Oysa bu tanım, gerçeğin yalnızca küçük bir kısmını karşılar. Hepimizin dertleri ortakmış, hepimiz aynı ihtiyaçları paylaşıyormuşuz gibi bir ön kabule dayanır. Gerçekte bakıldığında, emek yoluyla geçimini sağlayan geniş toplum kesimlerinin aydınlardan umudunu yitirmiş olmasının altında, söz konusu tanımın nesnel gerçeklikle uyuşmazlığı yatmaktadır. Toplumu işlevsel olarak bütünleşmiş parçalardan oluşan bir bütün olarak düşündüğümüz, böyle düşünmeye alıştırıldığımız için aydınların halka yabancılaşmasını aydının kendisinden kaynaklanan bir sorun olarak değerlendirme eğilimindeyizdir. Gerçek şu ki, aydın tanımı, sınıfsal boyut kazanmış toplumsal-gerçekçi bir temel içinde anlam kazanmaktadır. “Kendisini toplumun sorunlarına çözüm bulmaya adayan okumuş kişi” tanımındaki yetersizliği böylesine gerçekçi bir toplumsal zemine basarak aşabiliriz.
Kitabıma, bütün okuyucuların içtenlikle yanıt vermesini istediğim şöyle bir soruyla başlamak istiyorum: Aydın deyince ne anlıyoruz? Böyle temel bir soru karşısında çoğumuzun zihninde “ülkenin sorunlarına çözüm bulmaya çalışan, halka yol gösteren okumuş insanlar canlanır”. Oysa bu tanım, gerçeğin yalnızca küçük bir kısmını karşılar. Hepimizin dertleri ortakmış, hepimiz aynı ihtiyaçları paylaşıyormuşuz gibi bir ön kabule dayanır. Gerçekte bakıldığında, emek yoluyla geçimini sağlayan geniş toplum kesimlerinin aydınlardan umudunu yitirmiş olmasının altında, söz konusu tanımın nesnel gerçeklikle uyuşmazlığı yatmaktadır. Toplumu işlevsel olarak bütünleşmiş parçalardan oluşan bir bütün olarak düşündüğümüz, böyle düşünmeye alıştırıldığımız için aydınların halka yabancılaşmasını aydının kendisinden kaynaklanan bir sorun olarak değerlendirme eğilimindeyizdir. Gerçek şu ki, aydın tanımı, sınıfsal boyut kazanmış toplumsal-gerçekçi bir temel içinde anlam kazanmaktadır. “Kendisini toplumun sorunlarına çözüm bulmaya adayan okumuş kişi” tanımındaki yetersizliği böylesine gerçekçi bir toplumsal zemine basarak aşabiliriz.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.