Cumhuriyet gazetesi yazarlarından Işık Kansu'nun derlediği, 10 ayrı kalemin Gezi eylemlerinin çözümlemesini yaptığı “Direnen Diriliş” kitabı, Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı (um:ag) tarafından yayımlandı.
Direnen Diriliş kitabında; Anayasa Mahkemesi eski rapörtörü Ali Rıza Aydın'ın “Direnme Hakkı ve Haziran Direnişi”, Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Asker Kartarı'nın “Kültürel Farklılıklar, Yeni İletişim Olanakları ve Gezi”, Hacettepe Üniversitesi Çocuk ve Ergen Sağlığı Ana Bilim Dalı emekli Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bahar Gökler'in “Gezi Parkı Eylemleri ve Gençlik: Bireysel ve Toplumsal Kimlik”, gazeteci Doğan Akın'ın “Gezi Parkı Süreci ve Medyanın Üç Boyutlu Hikayesi”, Cumhuriyet gazetesi yazarlarından Ergin Yıldızoğlu'nun “Demokrattan Otokrata, Oyuncudan Seyirciye”, araştırmacı yazar Muzaffer İlhan Erdost'un “Gezi, Şiddet, Terör”, Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Özge Mumcu'nun “Gezi'deki Orantısız Mizah”, Galatarasay Üniversitesi öğretim üyesi, yazar Özgür Mumcu'nun “Gezi ve Komplo Haberler”, CHP Genel Başkan Yardımcısı, toplumbilimci Prof.Dr. Sencer Ayata'nın “Buyurganlığa ve Yasakçılığa Karşı İsyan”, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim elemanlarından Dr. Serdar Şahinkaya'nın “Gezi Direnişinin Ekonomi Politiği Üzerine Bağzı Paragraflar” başlıklı yazıları yer alıyor. Cumhuriyet gazetesi foto muhabiri Necati Savaş'ın fotoğrafları da kitaptaki “Ankara'da Haziran Direnişi” bölümünü oluşturuyor.
Işık Kansu, kitabın başında okura şöyle sesleniyor:
“İster Gezi Parkı eylemleri, ister Haziran direnişi, ister Türk baharı; ne derseniz deyin; o halk hareketi bir yeniden uyanışı, diriliş ve silkinişi imgeliyor toplumsal belleğimizde. Baskıya, diktaya, hört zört tutuma, kendini bilmezliğe, asık suratlılığa, Ortaçağcı anlayışa, badem bıyığa, sıkmabaşa, yasakçılığa, takunya şakırtısına, ağır gül suyu kokusuna, cahil cesaretine, kul esaretine, hoca efendiye, zürafa kılığına girmiş fareye, sepet kafalıya, eli sopalıya karşı direndik. Bizim içimizde var, al yuvarlarımızda, ak yuvarlarımızda, bilincimizin ta diplerinde var. Atıp satamıyoruz, yolup savuramıyoruz, hiç ama hiç unutamıyoruz. Elden ele, akıldan akıla, kuşaktan kuşağa devrediyoruz: İşte onun adına biz bağımsızlık diyoruz...”
Cumhuriyet gazetesi yazarlarından Işık Kansu'nun derlediği, 10 ayrı kalemin Gezi eylemlerinin çözümlemesini yaptığı “Direnen Diriliş” kitabı, Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı (um:ag) tarafından yayımlandı.
Direnen Diriliş kitabında; Anayasa Mahkemesi eski rapörtörü Ali Rıza Aydın'ın “Direnme Hakkı ve Haziran Direnişi”, Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Asker Kartarı'nın “Kültürel Farklılıklar, Yeni İletişim Olanakları ve Gezi”, Hacettepe Üniversitesi Çocuk ve Ergen Sağlığı Ana Bilim Dalı emekli Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bahar Gökler'in “Gezi Parkı Eylemleri ve Gençlik: Bireysel ve Toplumsal Kimlik”, gazeteci Doğan Akın'ın “Gezi Parkı Süreci ve Medyanın Üç Boyutlu Hikayesi”, Cumhuriyet gazetesi yazarlarından Ergin Yıldızoğlu'nun “Demokrattan Otokrata, Oyuncudan Seyirciye”, araştırmacı yazar Muzaffer İlhan Erdost'un “Gezi, Şiddet, Terör”, Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Özge Mumcu'nun “Gezi'deki Orantısız Mizah”, Galatarasay Üniversitesi öğretim üyesi, yazar Özgür Mumcu'nun “Gezi ve Komplo Haberler”, CHP Genel Başkan Yardımcısı, toplumbilimci Prof.Dr. Sencer Ayata'nın “Buyurganlığa ve Yasakçılığa Karşı İsyan”, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim elemanlarından Dr. Serdar Şahinkaya'nın “Gezi Direnişinin Ekonomi Politiği Üzerine Bağzı Paragraflar” başlıklı yazıları yer alıyor. Cumhuriyet gazetesi foto muhabiri Necati Savaş'ın fotoğrafları da kitaptaki “Ankara'da Haziran Direnişi” bölümünü oluşturuyor.
Işık Kansu, kitabın başında okura şöyle sesleniyor:
“İster Gezi Parkı eylemleri, ister Haziran direnişi, ister Türk baharı; ne derseniz deyin; o halk hareketi bir yeniden uyanışı, diriliş ve silkinişi imgeliyor toplumsal belleğimizde. Baskıya, diktaya, hört zört tutuma, kendini bilmezliğe, asık suratlılığa, Ortaçağcı anlayışa, badem bıyığa, sıkmabaşa, yasakçılığa, takunya şakırtısına, ağır gül suyu kokusuna, cahil cesaretine, kul esaretine, hoca efendiye, zürafa kılığına girmiş fareye, sepet kafalıya, eli sopalıya karşı direndik. Bizim içimizde var, al yuvarlarımızda, ak yuvarlarımızda, bilincimizin ta diplerinde var. Atıp satamıyoruz, yolup savuramıyoruz, hiç ama hiç unutamıyoruz. Elden ele, akıldan akıla, kuşaktan kuşağa devrediyoruz: İşte onun adına biz bağımsızlık diyoruz...”