#smrgSAHAF Diyarbakır'da Aşk, Savaş ve Siyaset, Cilt 1 - 2 -

Stok Kodu:
1199074520
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
2 Cilt, 66
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2006
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199074520
460409
Diyarbakır'da Aşk, Savaş ve Siyaset, Cilt 1 - 2 -
Diyarbakır'da Aşk, Savaş ve Siyaset, Cilt 1 - 2 - #smrgSAHAF
0.00
OHAL'lerin, sıkıyönetimlerin, darbelerin, isyanların ve ateşin hiç sönmediği, güneşin doğduğu ancak hep karanlık hayatını yaşadığım coğrafyada, dayanamadım ve yaşam yolunda bir adım atarak elinizdeki bu kitabı yazmaya karar verdim.

Aslında bir savaş fotoğrafını da çekmeye çalıştım ama bu fotoğraf ne kadar net veya değil bilemem ama bildiğim şu ki; Diyarbakır'da ve bölgede yaşayan herkes gibi ben de o cehennem hayatı yaşadım.

Yaşadığım hayat yüreğimde öyle telafisi olmayan yaraların açılmasına neden oldu ki, bir asır bile yaşasam ve bu yarayı kapatsam dahi -ki bu mümkün değil- yine de izi hep kalır.

Hani insanın yüreği, hep kurtlarla, yılanlarla, çıyanlarla ve domuzlarla dolu bir yar ve uçurumdur ya Bu dolu yüreği akıtmak, rahatlamak ve aydınlatmak iyidir değil mi? İşte bunu da yapmaya çalışıyorum.

Bir de bildiklerimi ve sırlarımı yılanların, böceklerin ve türlü türlü yaratıkların yemesindense, kainatın en mükemmel varlığı olan insanların yararlanmasından daha faydalı ne olabilir ki?

Denilebilir ki, bir insan utanmadan ve sıkılmadan hep kendi kendini anlatabilmesi ve yazabilmesi için, o insanın ya kendini çok çok sevmesi, kendine tutkun olması, kendini beğenmesi ve ne bileyim bir başka şey olması gerekir diye düşünülebilir ve eleştirilebilir.

İnanın ben, ne kendime tutkun biriyim, ne endamlı boylu poslu biriyim ve ne de zevklerimin esiriyim.

Bunun yanında ne birilerine şirin görünmek, ne birilerinden aferin almak, ne madalya almak, ne birilerini karşıma alıp savaşmak, ne kahraman olmak, ne övgü veya yerinme kazanmak için de yazmadım. (Sunuştan)

OHAL'lerin, sıkıyönetimlerin, darbelerin, isyanların ve ateşin hiç sönmediği, güneşin doğduğu ancak hep karanlık hayatını yaşadığım coğrafyada, dayanamadım ve yaşam yolunda bir adım atarak elinizdeki bu kitabı yazmaya karar verdim.

Aslında bir savaş fotoğrafını da çekmeye çalıştım ama bu fotoğraf ne kadar net veya değil bilemem ama bildiğim şu ki; Diyarbakır'da ve bölgede yaşayan herkes gibi ben de o cehennem hayatı yaşadım.

Yaşadığım hayat yüreğimde öyle telafisi olmayan yaraların açılmasına neden oldu ki, bir asır bile yaşasam ve bu yarayı kapatsam dahi -ki bu mümkün değil- yine de izi hep kalır.

Hani insanın yüreği, hep kurtlarla, yılanlarla, çıyanlarla ve domuzlarla dolu bir yar ve uçurumdur ya Bu dolu yüreği akıtmak, rahatlamak ve aydınlatmak iyidir değil mi? İşte bunu da yapmaya çalışıyorum.

Bir de bildiklerimi ve sırlarımı yılanların, böceklerin ve türlü türlü yaratıkların yemesindense, kainatın en mükemmel varlığı olan insanların yararlanmasından daha faydalı ne olabilir ki?

Denilebilir ki, bir insan utanmadan ve sıkılmadan hep kendi kendini anlatabilmesi ve yazabilmesi için, o insanın ya kendini çok çok sevmesi, kendine tutkun olması, kendini beğenmesi ve ne bileyim bir başka şey olması gerekir diye düşünülebilir ve eleştirilebilir.

İnanın ben, ne kendime tutkun biriyim, ne endamlı boylu poslu biriyim ve ne de zevklerimin esiriyim.

Bunun yanında ne birilerine şirin görünmek, ne birilerinden aferin almak, ne madalya almak, ne birilerini karşıma alıp savaşmak, ne kahraman olmak, ne övgü veya yerinme kazanmak için de yazmadım. (Sunuştan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat