#smrgKİTABEVİ Doğal Hukukun Pozitif Hukuka ve Siyaset Felsefesine Etkileri - H. Grotius, B. Spinoza, J. Locke - 2023
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6253989026
Kargoya Teslim Süresi:
6&9
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
290
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
180,00
Havale/EFT ile:
174,60
Siparişiniz 6&9 iş günü arasında kargoda
1199216946
603567
https://www.simurgkitabevi.com/dogal-hukukun-pozitif-hukuka-ve-siyaset-felsefesine-etkileri-h-grotius-b-spinoza-j-locke-2023
Doğal Hukukun Pozitif Hukuka ve Siyaset Felsefesine Etkileri - H. Grotius, B. Spinoza, J. Locke - 2023 #smrgKİTABEVİ
180.00
Grotius, Spinoza ve Locke'a göre insan, doğal olarak toplumsal bir varlıktır. Bunlar, sivil-siyasal toplumun olmadığı doğal hâl dönemi tasavvur etmişler ve birtakım hakların devlet kurulmadan önce de var olduğunu savunmuşlardır. Doğal hâlde insanların sahip olmuş oldukları bu hakları devletin müdahale alanının dışında tutarak çağdaş anayasalarda negatif hakların yer almasına öncülük etmişlerdir. Bu filozoflar, doğal hâldeki temel insan hakları hakkında farklı görüşlere sahip olmuş olsalar da onlar aynı amacı gerçekleştirmek için bu haklara başvurmuşlar; devlete karşı bireyin temel haklarını korumaya çalışmışlardır. Böylece doğal hukuku esas alarak temel insan haklarını güvence altına almaya ve devletin yetki alanını da hukuki olarak sınırlandırmaya çabalamışlardır.
Bu filozoflar doğal hukuku, pozitif hukuka bir ölçüt olarak ortaya koymuş ve pozitif hukukun doğal hukuka aykırı olamayacağını belirtmişlerdir. Onlar, doğal hukukun prensiplerini belirleyerek egemenlerin kanun koyarken mutlak bir özgürlüğe sahip olmadıklarını ve doğal hukuk kurallarıyla sınırlı olduklarını ifade etmişlerdir. Filozoflar, egemenlerin doğal hukuku ihlal etmeleri durumunda egemenliğin kurucu gücü olarak gördükleri halkın yönetim biçimini yeniden belirleme veya yöneticiyi değiştirme hakkına sahip olduğunu savunmuşlardır. Onlar, egemenlerin hukuka aykırı hareket etmeleri durumunda halka yönetim gücünü geri alma hakkı tanıyarak halkı hem egemenliğin kaynağı hem de en üst yargı gücü olarak görmüşlerdir.
Bu filozoflar doğal hukuku, pozitif hukuka bir ölçüt olarak ortaya koymuş ve pozitif hukukun doğal hukuka aykırı olamayacağını belirtmişlerdir. Onlar, doğal hukukun prensiplerini belirleyerek egemenlerin kanun koyarken mutlak bir özgürlüğe sahip olmadıklarını ve doğal hukuk kurallarıyla sınırlı olduklarını ifade etmişlerdir. Filozoflar, egemenlerin doğal hukuku ihlal etmeleri durumunda egemenliğin kurucu gücü olarak gördükleri halkın yönetim biçimini yeniden belirleme veya yöneticiyi değiştirme hakkına sahip olduğunu savunmuşlardır. Onlar, egemenlerin hukuka aykırı hareket etmeleri durumunda halka yönetim gücünü geri alma hakkı tanıyarak halkı hem egemenliğin kaynağı hem de en üst yargı gücü olarak görmüşlerdir.
Grotius, Spinoza ve Locke'a göre insan, doğal olarak toplumsal bir varlıktır. Bunlar, sivil-siyasal toplumun olmadığı doğal hâl dönemi tasavvur etmişler ve birtakım hakların devlet kurulmadan önce de var olduğunu savunmuşlardır. Doğal hâlde insanların sahip olmuş oldukları bu hakları devletin müdahale alanının dışında tutarak çağdaş anayasalarda negatif hakların yer almasına öncülük etmişlerdir. Bu filozoflar, doğal hâldeki temel insan hakları hakkında farklı görüşlere sahip olmuş olsalar da onlar aynı amacı gerçekleştirmek için bu haklara başvurmuşlar; devlete karşı bireyin temel haklarını korumaya çalışmışlardır. Böylece doğal hukuku esas alarak temel insan haklarını güvence altına almaya ve devletin yetki alanını da hukuki olarak sınırlandırmaya çabalamışlardır.
Bu filozoflar doğal hukuku, pozitif hukuka bir ölçüt olarak ortaya koymuş ve pozitif hukukun doğal hukuka aykırı olamayacağını belirtmişlerdir. Onlar, doğal hukukun prensiplerini belirleyerek egemenlerin kanun koyarken mutlak bir özgürlüğe sahip olmadıklarını ve doğal hukuk kurallarıyla sınırlı olduklarını ifade etmişlerdir. Filozoflar, egemenlerin doğal hukuku ihlal etmeleri durumunda egemenliğin kurucu gücü olarak gördükleri halkın yönetim biçimini yeniden belirleme veya yöneticiyi değiştirme hakkına sahip olduğunu savunmuşlardır. Onlar, egemenlerin hukuka aykırı hareket etmeleri durumunda halka yönetim gücünü geri alma hakkı tanıyarak halkı hem egemenliğin kaynağı hem de en üst yargı gücü olarak görmüşlerdir.
Bu filozoflar doğal hukuku, pozitif hukuka bir ölçüt olarak ortaya koymuş ve pozitif hukukun doğal hukuka aykırı olamayacağını belirtmişlerdir. Onlar, doğal hukukun prensiplerini belirleyerek egemenlerin kanun koyarken mutlak bir özgürlüğe sahip olmadıklarını ve doğal hukuk kurallarıyla sınırlı olduklarını ifade etmişlerdir. Filozoflar, egemenlerin doğal hukuku ihlal etmeleri durumunda egemenliğin kurucu gücü olarak gördükleri halkın yönetim biçimini yeniden belirleme veya yöneticiyi değiştirme hakkına sahip olduğunu savunmuşlardır. Onlar, egemenlerin hukuka aykırı hareket etmeleri durumunda halka yönetim gücünü geri alma hakkı tanıyarak halkı hem egemenliğin kaynağı hem de en üst yargı gücü olarak görmüşlerdir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.